BİR GÜNÜM

  Merhaba, ben sekiz yaşındayım ve Afrika’da yaşıyorum. Ailecek su bulmakta çok zorlanıyoruz. Annem her gün su dolu kovalarla kilometrelerce yürümek zorunda kalıyor ancak bu çabalarına rağmen kirli su ile dönebiliyorlar çünkü suyu kuyudan alıyorlar ve kuyudaki sular çok pis oluyor. Ayrıca annem ile babamın parası okula yetmediği için okula da gidemiyoruz.

 Neyse, şimdi size bugünümün nasıl geçtiğini anlatacağım. Bugün saat yedide kalktım. Babam ve abim ise saat beşte kalkıp toprak arazimize tohum dikmeye başlamışlardı bile. Bunu her zaman yapmıyorlar. Sadece ilkbahar ve yaz günlerinde, yiyecek yetiştirebildikleri zaman yapıyorlar ki biz de kışın yiyeceksiz kalmayalım.

  Annem yemeği hazırladığında saat sekiz olmuştu. Ben çok açtım, bu yüzden hemen bitirdim. Dün akşam yemeği yiyememiştik. Kahvaltımı bitirdikten sonra temiz hava almak için dışarı çıktım ve ilerilere doğru yürüdüm. Çok susadığımı fark edince eve koşa koşa gittim. Vardığımda susuzluğum iyice artmıştı. Anneme sorunca evde su olmadığını söyledi. O anda ben de ağlamaya başladım. Çok susamıştım ve su yoktu.

  Tam bahçeye oturmaya gidecektim ki yan komşumuz beni gördü ve yanıma geldi. Niye ağladığımı sordu. Ben de çok susadığımı ve evde bir su damlasının bile bulunmadığını anlattım. Komşumuz beni evine davet etti. Bana su verdi.  Bir de eve, anneme götürmem için bir öğün kadar idare edecek miktarda yeşillik ve pirinç verdi. Suyun tadı çok çamurluydu ve içinde toprak vardı ama yine de çok susuzdum, o anda her şeyi içebilirdim.

  Teşekkür ettim. Sonrasında annemin ve babamın yanına sevinçle eve döndüm. Akşam yemeğimizi komşumuzun verdiği yeşillik ve pirinçle yaptık ve yedik. Sonra abim beni minik salonumuza çağırdı. Baktığımda gözlerime inanamadım. Çok mutlu olmuştum çünkü bana yeni kıyafetler almışlardı. Annemi ve babamı kucakladım. Yeni kıyafetlerimi giydim, dişlerimi özel bir ağacın dalıyla fırçaladım ve kendi yatağımın olduğu odaya gittim. İşte benim bir günüm böyleydi. Peki ya sizinki nasıldı?

(Visited 2 times, 1 visits today)