Bir sabah uyandığımda, insanların zihnini okuyabilsem bu bir hayli şaşırtıcı olurdu. Düşünün, okula geliyorsunuz ve herkesin en saklı varlığı olan düşüncelerine sınırsızca ulaşabiliyorsunuz. Bu özellik bende olsa ilk başta nasıl çalıştığını, bu özel yeteneğin sınırlarını öğrenmeye calışırdım. Mesafe sınırı var mı, televizyondaki insanların aklını okuyabilir miyim? Böyle mistik bir gücün sınırlarını kavramak uzun sürecek olsa gerek. Bir süre sonra gücün sınırlarını öğrendikten sonra büyük bir değişim geçirmiş olurum bence. Belki de en yakın arkadaşımın benden nefret ettiğini veya beni en sevmediğini düşündüğüm insanların bana büyük bir hayranlık duyduğunu öğrenirdim. Böyle bir tecrübe herkesi değiştirir diye düşünüyorum. Akıl okuma gücüne sahip olduğumu kimseye anlatmamaya çalışırım. İnsanların boş bir amaç uğruna bana olan davranışlarını değiştirmesini istemem. Ama herkesin her şeyle ilgili bütün düşüncelerine ulaşmak muazzam olurdu. Sanki sınırsız farklı bakış aşısı ve tecrübelerden oluşmuş uçsuz bucaksız bir kütüphane gibi. Lakin, bu bence bir mucize gibi gorünmesine rağmen bir lanet gibi olurdu. Kafanızda asla susmayan sesler, herkesin aklına gelen her şeyi söylememesinin bir sebebi var sonuçta. Bu da bazı fikirlerin söylenmeyecek kadar rahatsız edici olması. Belki de bir süre çok eğlenceli olacak bu güç, çoğu kişiyi her şeyi bilen ama kimseye söylemeyen birisi yapar. Kimseyı sevemeyen, duygusuz bir hayalet. Diğer şekilde düşünürsek bu güce sahip olan kişi bunu herkese anlatmak da isteyebilir. Durum bu olursa sonuç çok daha farklı olur. Öncelikle bu kişi kesinlikle aşırı ünlü olur, buna şüphe yok. Ve bu bireyin vatandaşı olduğu ülke en büyük güçlerden biri olur. Düşünün bir ülkenin temsilcisi herhangi başka bir ülkenin başkanının gerçek amaçlarını öğrenirse neler olur. Bazı uluslararası görüşmelerde çevirmenler söylenen bazı sözleri daha yumuşatarak söyler. Bunlar olmazsa uluslararası ilişkiler çökebilir. Halkın gözünde de bu durumun suçlusu akıl okuyabilen o kişi olur. Ama işin sonunda bu bireyde aynı diğer senaryodaki gibi deliliğe sürüklenir. Burdaki fark sonucun bireysel değil, tüm dünyayı etkileyen bir şey olmasıdır. Yani, bu güzel görünen süpergüç, insanı deliliğe sürükler, hepimizin düşünceleri çok özel. Bu tarz ulaşılmaması gereken bir bilgiye erişmekten iyi bir sonuç cıkabileceğini düşünmüyorum. Dahası, bunun dünyayı felakete, bozulmaya sürükleyeceğini düşünüyorum.
Bir Kafaya Bin Kafa Sığar mı?
(Visited 9 times, 1 visits today)
