O gün, değişik bir rüya görerek uyandım. Rüyamda, herkesin zihnini okuyabiliyor, içlerinden söyledikleri şeyleri duyabiliyordum.
Hafta sonuydu ve piyano kursum vardı. Kalktım, üstümü giyindim, kahvaltımı yaptım ve annemle beraber evden çıktık. Piyano kursumun olduğu yere vardığımızda, insanların arasından geçerken bir ses duymaya başladım. Sanki insanlar bana bir şeyler söylüyor gibiydi ama ağızlarını asla hareket ettirmiyorlardı.
Rüyam aklıma geldi. Böyle bir şey olamayacağını düşündüm ilk başta. Fakat her şey rüyamdakiyle aynıydı. Gerçekten insanların zihinlerini okuyabiliyordum! Herkesten farklı bir ses yükseliyordu. Bu harikaydı! Hemen gidip bunu anneme söyleyecektim ki bir anda kimsenin aklından geçirmediği bir ses duydum:
“SAKIN KİMSEYE SÖYLEME!”
Ses hiç tanıdık değildi ve öfkeliydi. Biraz şüphelenmiştim. Biri benimle oyun mu oynuyordu? İnsanların zihinlerini okuyabildiğimi nereden biliyordu? Neyse ki piyano dersim başlamıştı ve bu düşünceler aklımdan uçup gitmişti.
Ta ki piyano hocamın zihninden şu sözleri duyana kadar:
“Vay canına, bu kız gerçekten muhteşem çalıyor. Gerçekten büyüleyici!”
Bir anda şaşırdım ve refleksle “Teşekkür ederim hocam.” dedim. Hocam şaşkın bir şekilde bana bakıp
“Teşekkür ediyorsun ama neden?” diye sordu.
Hiçbir şey diyemeyip donakaldım ve çalmaya devam ettim.
O gün bence çok güzel bir gündü. Sonraki gün uyandığımda o gücüm gitmişti. Çok üzülmüştüm fakat iyi de olmuştu. Çünkü her şeyin fazlası zarar. Diyelim ki o güç devam etseydi, ailemin bana yapacağı sürprizi önceden öğrenmiş olurdum. Bu da hiç iyi olmazdı çünkü sürpriz ancak zamanı geldiğinde güzel olurdu.
