BİR ŞEHİR KONUŞSAYDI İSTANBUL OLURDU

  Benimle konuşabilecek bir şehir olsaydı, bu İstanbul olurdu çünkü İstanbul; yüzyıllardır sayısız medeniyetin sesini, hikâyesini ve duygusunu içinde taşıyan benzersiz bir şehir. Bana konuştuğunu hayal etseydim, martı sesinden tut deniz ve kalabalık insan seslerine kadar bir sürü şey duyardım.

  İstanbul “Ben köprülerin ve karşılaşmaların şehriyim.” derdi. Her adımımda geçmişin izlerini, her köşemde yeni bir başlangıç bulursun. Boğaz’ın iki yakası arasında esen rüzgâr, bana eski zamanların masallarını fısıldar. Kaldırımlarında yürürken her adımda başka bir hatıra canlanır. Kimi zaman kötü kimi zaman iyi anılarla hatırlanır. Sevgiyle vapurların düdüğü duyulur sabahın köründe.

  İstanbul konuşsaydı bana sabrın ve umudun önemini öğretirdi çünkü her gün yeniden doğan güneşiyle, karanlıkları aydınlatan ışığıyla bana daima güçlü durmamı hatırlatırdı.

(Visited 3 times, 1 visits today)