Dışarıdan gelen bir sesle irkildim ve hemen pencereye koştum. Yerden alevler yükseliyordu… Sonra göktaşı belirdi. Ama göktaşı ortadan ikiye ayrıldı ve içinden bir yumurta çıktı! “Bunların hepsi aynı anda nasıl olabiliyor?” diye düşünüyordum.
Yumurta kırıldı ve içinden küçük kanatları olan bir dinozor çıktı. Bir anda hızla büyüdü, büyüdü… Yaklaşık otuz metreye ulaştığında bana baktı ve “Gel, beni takip et!” dedi. Hemen yanına koştum. “Gel, seni sırtıma alayım.” dedi ve bir anda kendimi sırtında buldum.
Dinozor bana bir harita verdi:
“Bu haritayı takip et, ardından kendi evine döneceksin.” dedi.
Bir süre sonra sırtından indim ve haritadaki yolu izlemeye başladım. Karşıma bir UFO çıktı. İçinden Tiki adında bir uzaylı çıktı.
“Dinozor Karad senden bahsetmişti. Sana bir bilmece vereceğim.” dedi.
Bilmecede şöyle yazıyordu “Güneşin uykuya daldığı yerde bulacaksın bir kapı ve anahtar.”
Hemen batı yönüne doğru koşmaya başladım. İleride bir anahtar buldum ama kapı yoktu. İlerlerken fark etmeden bir şeye çarptım.
Çarptığım şeyin üzerindeki deliğe anahtarı takmayı denedim. Anahtar yerli yerine oturdu ve görünmez kapı aralandı. Kapıdan geçtim ve bir koltukta oturuyordum.
Karad ve Tiki sayesinde güvenli bir şekilde evime dönmüştüm. Bu macera hâlâ aklımda ve inanılmaz bir deneyim olarak yerini koruyor…
