Bugün çocukların daha yalnız olmasının en önemli sebeplerinden biri, bildiğiniz üzere teknolojinin hızla artmasıdır. Şimdi geçmişten günümüze nelerin değiştiğini inceleyelim ve kuşaklar arasındaki farklara bakalım.
Öncelikle Y kuşağına, yani 1981-1996 yılları arasında doğan kişilere bakalım. Bu kuşakta teknoloji henüz çok gelişmemişti. 1994 yılında ilk cep telefonu üretildi, ancak sosyal medya olmadığı için bu telefonlar bağımlılık yaratmıyordu. Y kuşağında insanlar çoğu zamanlarını sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayarak geçirirdi. Futbol, misket, gazoz kapağı ve saklambaç gibi oyunlar oldukça yaygındı. Ayrıca beyinlerini uyuşturacak dijital bir teknoloji olmadığından daha mutlu, enerjik ve sosyal bir yaşam sürüyorlardı.
Şimdi Z kuşağına bakalım. Bir yandan da “en yalnız kuşak” olarak bilinir. 1997-2010 yılları arasında doğan bu kuşak, teknolojik açıdan Y kuşağından çok daha ileri bir dönemde büyüdü. 2008 yılında sosyal medyanın kullanılabildiği telefonların çıkmasıyla birlikte gençler ve çocuklar artık eskisi kadar sokakta oyun oynamamaya başladı. Bu durum evde telefon ve televizyonla geçirilen zamanı artırdı. 44 ülke arasında yapılan bir araştırmaya göre Brezilya’dan sonra en yalnız ikinci ülke Türkiye’dir ve bu istatistik Z kuşağı bireyleri üzerinde yapılmıştır.
Son olarak güncel kuşak olan Alfa kuşağına bakalım. İlginç bir şekilde bu kuşak, Z kuşağına göre daha az yalnızdır. Bunun nedeni, Z kuşağının tam da sosyal medyanın hızla yayılmaya başladığı dönemde doğmuş olmasıdır. Bu nedenle Z kuşağı sosyal medyaya daha yoğun şekilde maruz kalmıştır. Alfa kuşağı ise sosyal medyanın etkilerini bilerek büyüdüğü için aileler daha bilinçli davranmakta, çocuklara daha kontrollü teknoloji kullanımı sunulmaktadır.
Sonuç olarak kuşakları en yalnızdan en sosyal olana doğru sıralayacak olursak: Z kuşağı > Alfa kuşağı > Y kuşağı olurdu.