Bir gün okula gitmiştim ve o gün derste yaratıcılığı öğrenmiştik. Bu konuyla ilgili bir ödev vermişlerdi. İlk başta bunun ne kadar gereksiz ve saçma bir şey olduğunu düşünmüştüm. Ancak günler geçtikçe öğrendiklerimiz aklımda kalmaya başladı. Sürekli yeni fikirler bulmaya çalışıyordum ama iki hafta geçmişti ve hâlâ aklıma hiçbir şey gelmiyordu.
Sonra bir akşam, yatmadan hemen önce aklıma inanılmaz büyük bir fikir geldi. Ancak bunu nasıl gerçekleştireceğimi bilmiyordum. Sabah uyandım ve anneme seslendim ama cevap vermedi. Tekrar seslendim, yine cevap gelmedi. Bu durum bana garip geldi, bu yüzden aşağı kata indim. Ve işte o an, hayatımda hiç görmediğim ve görebileceğimi bile hayal etmediğim bir şey gördüm: Evimizin içinde kocaman bir fil duruyordu! Üstelik sadece o da değil, arkasında bir timsah, bir aslan, bir koyun ve daha birçok hayvan vardı.
İlk başta ne yapacağımı bilemedim sonra aklıma yaratıcılık ödevim geldi. Artık ne yapacağımı çok iyi biliyordum! Bir festival düzenleyecektim ama hayvanlarla! Evden dışarı çıktığımda her yerde farklı hayvanlar vardı. Tüm günümü festivali hazırlamakla geçirdim. Uğraştım, çabaladım ve sonunda her detayı tamamladım.
Akşam olmuştu ve festival başlamıştı. Hayvanlara özel oyunlar hazırlamıştım ve herkes kendi yeteneklerine göre eğleniyordu. O akşam hep birlikte harika vakit geçirdik. Sonra aklıma ödevim geldi. Hem bu anıyı ölümsüzleştirmek hem de öğretmenlerimi şaşırtmak için festivalin fotoğrafını çektim.
Gece olmuştu ve artık çok yorulmuştum. Odama çıkıp yatağıma uzandım ve o gün neler yaşadığımı düşündüm. Sonra gözlerimi kapatıp uykuya daldım. Sabah uyandığımda ise her şey normale dönmüştü. Annem bu kez bana kahvaltıya gelmem için sesleniyordu.
Okula vardığımda hocama sunumumu yaptım. Tabii ki bana inanmadı ama onun inanmasına gerek yoktu çünkü ben o gün, hayatımın en eğlenceli anlarından birini yaşamıştım.
