DEDEKTİF SARP

Bir gün uyandığımda herkesin zihnini okuyabilsem muhtemelen dışarıya adım atmazdım. Çünkü yolda yürüyen, hayvan gezdiren ve araba süren kişilerin hepsi muhtemelen aklından bir şeyler geçirirdi. Ama sadece istediğim kişinin zihnini okuyabiliyor olsaydım işin rengi değişirdi.

İlk uyandığımda sırıtarak mutfağa gidip annemin zihnini okuyarak kahvaltıda ne olduğunu öğrenir, keyifle salona giderdim. Kahvaltımı yaptıktan sonra annemlere zihin okuyabildiğimi söyleyip bunu polislere sunarak bir dedektif olmak istediğimi söylerdim. Tabii ki annemlere bunu anlatmam bir saatimi alırdı. Annemle babam izin verseydi hemen karakola gidip bu özelliğimi komiserlere gösterirdim. Eğer beni bir dedektif olarak kabul etselerdi işte o zaman yavaş yavaş bütün Türkiye beni tanırdı. Haberlerde sloganla beraber fotoğrafım olurdu.

Tabii ki bunun da kötü sonuçları olurdu. Bazı kötü insanlar belki beynimi ele geçirmeye çalışırdı. Ama zaten dünya tarafından tanınacağım için korumalarım da olurdu.

Şimdi gelelim asıl konuya: Ben bu beceriyi nasıl kullanırdım? Zaten herkesin düşüneceği gibi ilk başta normal bir dedektif gibi dolaşır, kötü insanları tespit edip zihinlerini okurdum. Fakat insan durmak bilmez. Bu yüzden muhtemelen bir tek bununla yetinmezdim. İlk başta normal bir durum gibi görsem de bence günler geçtikçe bu gücü anlar ve sınırları aşardım. Belki de ilk başta dedektif olmak isterken soygunların kralı veya bir süper kahramana dönüşürdüm, kim bilir.

Biliyorum, herkes böyle bir güce sahip olmak ister ama bilirim ki insanın güçleri kendisine yeter. Hiçbir insan bu durumu elinde, benim başta düşündüğüm gibi, bırakmaz. Başta dediğim gibi, insanlar durmak bilmez.

(Visited 5 times, 1 visits today)