Teknolojinin, sağlık sektörünün, kozmetik sektörünün ve benzer birçok alanın gelişmesiyle birlikte, dünyada “Denek Hayvanlar” başlığı çokça konuşulmaya başlandı. Doğal olarak insanlar, hayvanların canına zarar gelmesini istemiyor bunu gündem yapıyor ve etkileşim kazanmaya çalışıyorlar. Aslında bu o kadar da kötü bir olay değil.
İnsanlar aşağıdaki gibi videoların, protestoların ve propagandaların gazına gelerek hayvanların denek olarak kullanılmasına karşı çıkıyorlar.

Aslında bu tavşan Ralph’ın videosuna izleyipte bu kadar duyarsız kalmak belki de kalpsizliktir ancak bu videoda bile işler biraz abartılıyor ve sanki sonuç gereksizmiş gibi gösteriliyor. Bu videoda tavşanımız kozmetik ürünlerinin kurbanı oluyor bu videoyu izleyen binlerce insan “Bir kozmetik için kaç hayvan canından oluyor kullanmayın yav.” gibi sokak ağzında cümleler kurarak bu tarz propagandaları destekliyor. Burada bilmemiz gereken, firmaların Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu’nun belirlediği kalıplardan çıkamadığı için öyle sokakta bulduğu her masum hayvanı alıp da kullanma veya canlarını yakma haklarına sahip değiller. Zaten ölümü yaklaşmış veya belli başlı hastalıklara sahip hayvanlar yine kurulun belirlediği kurallar çerçevesinde deneye sokulur ve ardından psikolojik etki bırakılmaması için acısız şekilde infaz edilir. Acımasızca gelmiş olabilir fakat şu an kullandığımız çoğu kozmetik ürünü ve hatta belki de hayatımızı kurtarmış ilaçlar bu deneyler sonucu düzeltildi ve kullandığımız hale geldi. Zaten doğa da hiçbir şey kazan kazan olmaz. Güzel hayvanlarımızdan biraz kaybediyoruz ama karşılığını alıyoruz aslında bir zulüm değil sonuçta hayvanları tüketmek yerine deney yapıyoruz ikisinin sonucundada hayvan ölmüş oluyor yani eğer deney bir zulüm olsaydı et tüketmekte şüphesiz bunun bir çeşidi olurdu. Dünya genelinde en çok kullanılan deney hayvanları balık, kedi, köpek, fare, hamster, tavşan, at gibi aklını kullanabilen canlılardır bunun sebebi insanlarla daha yakın özelliklere sahip olmasıdır sonuçta hayvanlarda denenen ürünü en sonunda bir insan kullanıcak. Türkiye’ye bakacak olursak 2017 yılında 2010 yılına göre yüzde 1,92 lik bir azalış görünmekte. Bu çoğu insana göre zulüme karşı alınmış bir önlem olarak görünsede bana göre aslında sadece bir tesadüf. Şirket sahipleri olaya bir zulüm olarak bakmıyor hatta siz bile nekadar dirensenizde paşa paşa hayvan deneylerinden üretilmiş ürünleri kullanıyorsunuz.
Kısaca, aslında zulüm gibi gözüken hayvan deneylerinin insanlara katkısı olduğundan bahsettik ve türkiyedeki oranı hakkında konuştuk. Son olarak söylemek isterimki hayvan deneylerini burada nekadar savunmuş olsamda ihtiyaçtan fazla deney yapılmasının kesinlikle zulüm olarak sayılması gerektiğinin arkasındayım. İhtiyacın ötesinde hiçbir hayvanın canına zarar gelmesi gerektiğini düşünmüyorum.
