Eğer bir günlüğüne hayvanlarla konuşabilme yeteneğim olsaydı ilk olarak onların insanlar hakkında ne düşündüğünü öğrenmek isterdim. Özellikle kediler ve köpekler gibi bizimle birlikte yaşayan hayvanlara şu soruyu sormak ilginç olurdu: “Bizi nasıl algılıyorsunuz? Size göre biz dost muyuz, yoksa karmaşık ve anlaşılması zor varlıklar mıyız?”
Belki de bizim sevgimizi gösterdiğimizi sandığımız bazı davranışlar, onlar için garip ya da tehditkâr olabilir. Örneğin, atları doğalarından koparıp üzerlerine binmemizin onlar tarafından nasıl algılandığını çok merak ediyorum. Eminim ki bu durumu pek de hoş karşılamıyorlardır. Sonuçta her canlı özgürce yaşama hakkına sahiptir.
Sadece evcil hayvanlarla değil, doğada özgürce yaşayan hayvanlarla da konuşmak isterdim. Bir kartala ya da aslana insanların dünyasını anlatıp onların mı yoksa insanların mı daha “vahşi” olduğunu sormak ilginç olurdu. Ama tahmin ediyorum ki bu soruya verecekleri cevap biz insanlar için çok da hoş olmazdı.
Sokak hayvanlarıyla konuşup onların yaşadığı zorlukları dinlemek isterdim. Bir bal arısına, gün boyunca bu kadar çalışmaktan yorulup yorulmadığını ya da neden bir günü sadece kendine ayırıp dinlenmediğini sormak isterdim. Ayrıca, insanların çevreye verdiği zararı fark ediyorlar mı? Yoksa tamamen içgüdüleriyle mi hareket ediyorlar?
Bu kısa ama büyülü gün boyunca hayvanların dünyasını anlamak, belki de insanlığın doğaya bakışını kökten değiştirebilirdi.