Çocuklar; oyun oynayarak, koşarak, yarışarak, tasarım yaparak ve benzeri eğlenceli aktivitelerle mutlu olurlar. Ben, bir doğum günü salonu tasarlayan bir mimar olsaydım en çok bu unsurlara özen gösterirdim.
Oyun oynama, her çocuğun mutlu olduğu bir aktivite olsa da oynama şekli çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu yüzden, geniş bir oyuncak çeşitliliği sunardım. Koşmak, çocukların enerjilerini atmaları için en eğlendiği aktivitelerden biridir. Bu nedenle, rahatça koşup ebelemece gibi oyunlar oynayabilecekleri geniş ve güvenli bir alan oluştururdum. Genellikle çocuklara “Aman koşma, bir şeyleri kırarsın, otur oturduğun yerde!” denir. Ancak böyle bir alan olursa çocuklar özgürce koşup oyun oynayabilirler.
Yarışma, çocukların rekabet duygusunu deneyimlemelerine ve kazandıklarında mutlu olup özgüven kazanmalarına yardımcı olur. Bu yüzden, eğlenceli yarışmalar düzenlenebilecek alanlar tasarlardım. Tasarım yapma ise çocukların yaratıcılıklarını ortaya koyabilecekleri harika bir aktivitedir. Bir şeyler tasarlayıp birbirleriyle paylaşmaları, onların hem eğlenmesini hem de gelişmesini sağlar.
Ancak, doğum günü partileri için en önemli aktivitelerden biri hediye açma ve pasta kesme anlarıdır. Hediye açma sırasında herkesin hediyeleri rahatça görebilmesi için, ortasında boşluk bulunan yuvarlak bir masa tasarlardım. Böylece, hediyeleri açacak kişi tam ortada durabilir ve herkes onu izleyebilir. Pasta kesme sırasında ise herkesin eşit şekilde pasta alması çok önemlidir. Bu yüzden, kişi sayısını ölçerek pastayı eşit dilimlere bölebilen bir makine tasarlardım.
Sonuç olarak bolca aktivite içeren, eğlenceli ve herkesin eşit deneyimler yaşayabileceği bir doğum günü salonu tasarlardım.
