Eğitim, bireylerin hem kişisel gelişimi hem de geleceklerini şekillendirmede çok önemli bir yere sahiptir. Fakat bilgi çok geniş kamsamlı olduğu ve bilgiye ulaşmanın farklı tercih edilebilir yolları olması bir tartışmaya yol açmıştır : Eğitimde teorik bilgiye mi, yoksa pratik becerilere mi daha fazla önem verilmelidir?
Teorik bilgi, bir konunun öğrenilmesini destekler ve gerçek bilgiler sağlayarak olayları kafada canlandırmaya yarar. Örneğin, fizik dersinde bir formülün nasıl ortaya çıktığını ve ne işe yaradığını öğrenmek, hem konuyu anlamak hem de temeline inmek için gereklidir ve teorik bilgidir. Ancak bu bilgi, sadece ezberlenirse çok çabuk unutulabilir ve öğrencileri sıkabilir. Ancak bu formülü kullanarak bir deney yapması ya da bir problemi çözmesi, bilgiyi daha kalıcı hale getirir. Bu nedenle, teorik bilginin uygulama ile desteklenmesi gerekir. Aksi takdirde teorik bilgi kişinin günlük hayatında duyduğu binlerce kelime ve söz arasında kaynar, gider bu da öğrenmeyi hem zorlaştırır hem de çekici olmaktan uzaklaştırır.Pratik beceriler, öğrenilen bilgilerin hayatta nasıl kullanılacağını, ne gibi işlerde kullanılacağını ve mantığını uygulamalı gösterir. Örneğin, kimya dersinde deney yapmak, yazılım dersinde kendi internet sayfanı oluşturmak ya da bir sanat dersinde çizim yaparak ilerlemek, hem öğrenmeyi çekici bir hale getirir hem de daha akılda kalıcı ve hazmedilmiş olur ve pratik öğrenmedir. Bu tarz uygulamalar, öğrencinin kendine güvenmesini, öğrendiği bilgileri günlük yaşamda nasıl kullanacağını öğrenmesini ve sonuç olarak öğrendiklerinin boş bilgi yığınından itibare olmadığını ve yaşamın içinden gelen, gerçek ve tecrübe edilmiş olgular olduğu kanısına varmasını sağlar.İş dünyasında da durum buna paraleldir. Artık sadece bilgi sahibi olmak yeterli olmamaktadır. İnsanlardan problem çözme yeteneği, iletişim becerisi, ekip çalışmasına yatkınlık gibi pratik yönleri gelişmiş olmaları bekleniyor. Üniversiteden mezun olan birçok genç, sadece teorik bilgiyle mezun olduğu için iş bulmakta zorlanabiliyor çünkü eğitim hayatlarında yalnızca kitap dolusu bilgiye mağruz kalıyorlar ve o bilgileri nasıl kullanmaları gerektiğini bilmiyorlar. Bu yüzden okulların öğrencilere sadece bilgi aktarması yetmez; onları hayata hazırlaması ve bilginin pratiğini öğretmesi gerekir. Öğrenciler için sunulacak projeler, grup çalışmaları, sunumlar ve deneyler bu açıda büyük katkı sağlarlar. Bu tür etkinlikler sayesinde öğrenciler hem kendi yeteneklerini keşfeder hem de eksik yönlerini geliştirme fırsatı bulurlar. Eğitim sistemi, eüer öğrencilerin sadece sınavlara değil, yaşamın kendisine hazırlanmasını sağlarsa asıl ilerleme kat edilebilir.
Sonuç olarak, eğitimde teorik bilgi ve pratik beceriler bir bütün olarak düşünülmelidir. Her ne kadar teorik bilgiler gerekli de olsa pratik bilgiyle harmanlanmalı ve beraber öğretilmelidir. Özellikle günümüzde, bilgiyi kullanabilen, yaratıcı düşünebilen ve hayata hazır olan bireyler yetiştirmek için pratik becerilere daha fazla önem verilmelidir. Çünkü bilgiye ulaşmak kolaydır, ama onu doğru kullanabilmek asıl beceridir.
