Bir gün, annem beni bir restorana götürmüştü. Amerika’daydık, bu nedenle abur cubur (burger, pizza) satmayan ve doğru düzgün olan restoranlar bulmak pek zordu. Annem bir süre araştırma yaptıktan sonra bir yer bulmuş ve bizi oraya götürmüştü. Doğrusu, etkilenmiştim.
Masamıza oturduktan sonra hiç beklemeden sipariş verdik çünkü çok acıkmıştık. Neyse ki şansımıza mutfak çok yoğun değildi ve yemekler hızlı gelmişti. Anında, mutlulukla sipariş ettiğim mantarlı ahtapot kolumu yemeye başladım. Annemle sohbet ederken yakındaki masalarda tanıdık bir surat gördüm. Çok bakınca ayıp oluyor diye ilk başta çok kafaya takmadım. Sonra adama küçük bir göz atarken bir anda benim tarafıma döndü ve o an kim olduğunu aniden anladım: EMINEM!
Hemen annemin telefonunu kapıp (çünkü benimkinin şarjı bitmişti) yanına koştum ve ona ne kadar hayran olduğumu söyleyip nefesi kesilene kadar sımsıkı sarıldım. Doğrusu, bu yaşta bir kızın onun büyük hayranı olduğunu gördüğünde, her ne kadar belli etmemeye çalışsa da şaşkınlığı yüzünden gayet kolay anlaşılıyordu.
Sonra ise ona “Rap God” şarkısındaki o meşhur hızlı kısmı onun kadar hızlı söylediğimi kanıtlamak amacıyla söyledim ve etkilendi. Sonra, iki saat yalvardıktan sonra numarasını almayı becermiş olabilirim. Dürüst olmam gerekirse saniyede bir aradığımı da söyleyebilirim. Şaşırtıcı olan kısım ne biliyor musun? Her aradığımda açıp benimle konuşuyor.
