Bir ülkenin birçok kültürel unsuru ve tarihi mekanı olabilir. Böyle özel yerlere sahip devletlerin iki seçeneği bulunur: Birincisi, bu bölgeyi turizme uygun hale getirip halka açmak; ikincisi ise bu bölgeyi kendine saklamaktır.
Eğer devlet bu bölgeyi turizm amacıyla açarsa, hazinesine ekonomik kazanç sağlar. Ancak, eğer bölge tarihi açıdan çok önemli detaylar içeriyorsa, bu bölgenin korunması daha doğru olur. Bu durum, nesli tükenmek üzere olan bir hayvanı korumaya almak ya da bir hayvanat bahçesinde sergilemeye benzer. Fakat bana göre, böyle bir bölgeyi önce araştırmak ve ardından topluma açmak en doğru yaklaşım olacaktır.
Bu bölgeyi halka açmanın hem yararları hem de zararları vardır. Örneğin, halkı bilgilendirerek bölgeyi turizme açmak, ekonomiye katkı sağlar. Ayrıca, insanlar bu bölgeyi görerek kültürel açıdan da zenginleşir. Ancak, eğer bu bölge halka açılmaz ve devlet içinde saklı tutulursa ve halk bunun farkına varırsa, bu durum sosyal sıkıntılara yol açabilir. Bu yüzden, bölgenin araştırılması ve sonrasında halka açılması en doğru seçenek gibi görünüyor.
Ülkemizde de birçok antik mekan bulunmaktadır. Devlet, bu bölgeleri koruyarak halka açmaktadır. Okul gezileri ve seyahat turları gibi etkinliklerle bu önemli yerler halka tanıtılmaktadır.
Sonuç olarak, bu tür bölgeleri önce araştırıp sonra halka açmak en doğru yol olacaktır.