EN GÜZEL AKŞAM YEMEĞİM

İşte o gün gelmişti… Sonunda Beyza Alkoç, Kemal Sunal, Melisa Vargas ve en önemlisi Mustafa Kemal Atatürk’le aynı masada bir akşam yemeği yiyordum. Soracağım çok fazla soru vardı. İlk önce Beyza Alkoç’tan başlamak istedim. İlk sorduğum soru şuydu:

“Kitaplarınızı neyden veya nereden esinlenerek yazıyorsunuz?”

Bana cevabı şu oldu:
“Çevremden ve yaşadığım olaylardan, daha çok da hayal gücümden ve izlediğim dizilerden esinleniyorum.”

İkinci olarak Kemal Sunal’a sordum:
“Oyuncu olmak nasıl bir duygu?”

O da bana şöyle dedi:
“İnsanların beni izleyip bana gülmesi hoşuma gidiyor, bu yüzden oyuncu olmayı çok seviyorum.”
Ayrıca çok komik şakalar yaptı.

Sıra Melisa Vargas’a gelmişti. Ellerim titriyordu ve sonunda sorumu sordum:
“Voleybol oynarken nasıl topa odaklanıyorsun?”

O da şöyle cevap verdi:
“Sadece topu ne tarafa doğru yöneltmem gerektiğine bakıyorum ve dışarıdakileri, yani seyircileri hiç dinlemiyorum.”

Son olarak en sevdiğim, en heyecanlandığım, bayılmak üzere olduğum o an gelmişti: Mustafa Kemal Atatürk’le tanışmıştım. Ona bir sürü sorum vardı fakat sadece bir tanesini seçmek zorundaydım. Sonunda başlayacaktım o soruyu sormaya.

Aslında ona bir soru sormadım. Sadece ona ne kadar teşekkür etsem azdı. Ona şu cümleyi kurdum:
“Şu an ben rahat rahat gezebiliyorsam senin sayende. Başarana kadar bizim için hiç pes etmedin. Bu yüzden sana ne kadar teşekkür etsem az. Bana bu imkânları sunduğun için çok teşekkür ederim.”

Çok güzel bir akşam yemeğiydi.

 

(Visited 7 times, 1 visits today)