Bir gün en sevdiğim yazar J.K. Rowling ile buluşmak için İngiltere’ye gitmiştim. Hava limanından indikten sonra beni siyah, ve parlak bir minibüs karşıladı. Hava yağmurluydu. Minibüs beni kalacağım otele götürdü, otel muazzamdı. Odama yerleştikten sonra akşam yemeğimi yedim yarın için o kadar heyecanlıydım ki yerimde duramıyordum ama sonunda uyumayı becerdim. Ertesi gün kahvaltımı yaptıktan sonra hemen giyinip yine aynı minibüse bindim hemen yanımızda ki minibüste ise J.K Rowling vardı. Restoranta vardığımızda ikimizin de kapısı aynı anda açılmıştı gazeteciler yüzünden restoranta girmek biraz zor oldu ama sonunda girebildik. İçeri girdiğimizde yemeklerimiz gelmişti. Yemeklerimizi yedikten sonra ona kitaplarından biri olan “HARRY POTTER” serisi hakkında bir sürü soru sordum bu soruların bazılarına örnek olarak:
*Harry Potter serisini yazarken ne gibi zorluklar çektiniz?
*Harry Potter’ı yazma amacınız nedir?
J.K. Rowlig ile buluşmamız bitmişti ve otelime gidip uyudum ama bir anda annemin sesini duydum bir de ne göreyim bu annem! Demek ki buluşma sadece bir rüyaymış.
