Merhaba, benim adım Deniz. Size bir hafta önce yaşadığım, hayatımın en iyi ve en önemli anımı anlatacağım. Hazırsanız başlıyorum.
Biz yani bizim basketbol takımımız, bu sene basketbol liginde harika bir performans sergileyerek finale kadar çıktık. Final maçında geçen senenin şampiyonlarıyla karşılaştık. Tabii ki düşünebileceğiniz gibi maç o kadar heyecanlıydı ki top bir o tarafta, bir bizim taraftaydı.
Maç böyle devam etti ve son beş dakikaya girdik. Skor tahtasına bir baktım maçı beş sayı farkla kaybediyoruz. Hemen koçtan mola almasını istedim ve koç mola aldı. Koç bize “Son beş dakikada maçı kazanmamız için ne gerekiyorsa yapacağız!” dedi.
Mola bitince topun bizde olduğunu fark ettim. Arkadaşımdan pas istedim ve bana o pası attı. Top bendeyken adamı geçtim ve üçlük attım. Bu, takımımız için çok önemliydi ve girmişti! O sırada geçtiğim adam bana faul yaptı. Yani, üçlükten basket faul almıştım; bu bir serbest atış demekti. Tabii ki o atışı da sayıya dönüştürdüm.
Aradaki fark bire düşmüştü. Bu sefer karşı takım bir turnike attı ve fark tekrar üçe çıktı. Arkadaşım topu yine bana attı ve ben yine üçlük attım!
Süreye baktığımda maçın bitimine on saniye kalmıştı ve top onlardaydı. Topu aldım. Son üç saniye kala, topu orta sahadan potaya doğru fırlattım. Sonra bütün takımın bir anda bana doğru koştuğunu gördüm. Maç uzatmalara gitmişti! Skor 122 – 122 idi.
Uzatmalarda da maç başa baş gidiyordu. Yine son üç saniye kalmıştı. Saniyelerle yarışıyordum. “Bir mucize gerçekleşse” dediğim o anda top bana geldi. Topu yine potaya attım.
Üç, iki, bir… Dıııııııt! Maç bitmişti ve attığım top yine potaya girmişti!
Şampiyonduk!
Bütün takımım ve taraftarlar bana doğru koşuyordu. Elimde kupayla finali kazanmıştım ve o akşam o kadar iyi uyudum ki… Rüyamda olayın aynısını görmüştüm!
