Dışarıdan gelen sesle irkildim. Pencereye doğru koştum. Dışarıya baktığımda bir adam vardı ve ben bu adamı tanımıyordum. Adamın attığı her adımda daha çok korkuyordum. Polisi aramalı mıydım, yoksa bu bir yanlış anlaşılma mıydı? Sakince camı açtım ve seslendim:
— Siz kimsiniz?
Adam yavaşça bana döndü ve beni görünce kaçtı.
Kafayı yemiş olduğumu düşünüp geri uyudum ama tüm gece boyunca yatağımda dönüp durdum çünkü gerçekten korkmuştum. Sonraki sabah olayı arkadaşıma anlatıyordum ve arkadaşım da bana aynı adamın ona da geldiğini ve yine kaçtığını söylemişti. İşler şimdi daha da garipleşiyordu. Bu adam benim bütün arkadaşlarımın yanına gitmiş olsa gerek. Arkadaşlarımla bir plan yaptık. Benim evime geleceklerdi ve bahçede gizli bir şekilde kamp kuracaktık. Gelen adamı görünce hemen onu yakalayacaktık.
O akşam evimde çadırlar açtık. Çalılıkların arkasında hiç belli olmuyorduk. Artık planımızı başlatma vaktiydi. Yarım saat sonra beklediğimiz gibi aynı adam çitlerimin üzerinden atlayıp bahçede dolanmaya başladı ve onu yakaladık. Üstüne atladık ve hemen polisi aradık ama tam arama tuşuna basacakken adam “Durun, açıklayabilirim!” diye haykırdı. Biz de hâlâ onu tutarken anlatması için izin verdik. Adam konuşmaya başladı: Bu adam aslında bir arkadaşımızın babasıymış ve bu arkadaşımızı bir süredir göremiyorduk — kaybolmuştu. Babası arkadaşımızı arıyormuş ve bizim evimizde olabileceğini düşünerek her gece geliyormuş. Bu bizi bayağı üzdü ama gene de evimize girmesinin yanlış olduğunu söyledik ve bir daha olmayacağına söz verdik ona. Aradan birkaç hafta geçti ve duyduğumuza göre adamın kızı sonunda bulunmuş. Hepimiz çok mutluyduk çünkü hem arkadaşımızı geri kazandık hem de artık korkmadan uyuyabilecektik.
