Her zamanki gibi saat 10.00’da kedim Şeker’in beni uyandırması ile güne başladım. Hiçbir şey olmamış gibi perdemi açtım ve her şey, o tuhaf ışığın pencereden içeri dolduğu anda başladı. Bu tuhaf ışık güneş ışığı olmuş olabilir, evet; ama bu güneş ışığı daha önce hissettiğim ya da gördüğüm güneş ışınlarına benzemiyordu. Hemen kapatabildiğim kadar hızlı bir şekilde perdemi kapattım. Gözüm kamaşmıştı… Kötü bir duyguydu doğrusu. Şeker bile rahatsız olmuştu.
Aniden annemin “İrem kızım, kahvaltıya gel!” dediğini duydum. Hızlıca merdivenden indim ve kahvaltı masasına oturdum. Kahvaltı lezzetliydi her zamanki gibi. Kahvaltıdan sonra odama çıktım ve ödevlerimi yaptım. Bitirdikten sonra salona gittim ama tam anneme bir şey söyleyecektim ki televizyondaki haberi duydum.
Şok Haber: Gece Yok Oldu!
Bilim insanları, bugünlük gecenin yaşanmayacağını söyledi. Bu güçlü güneş ışınları nedeniyle gece meydana gelmeyecek. Işınların nasıl ya da neden oluştuğu henüz belli değil. Ama bir gelişme olursa haber vermeye devam edeceğiz. Neyse, şimdilik bu kadar. Şok haber sona erdi.
“Gece tatile çıkmış!” dedi küçük erkek kardeşim. Ve haklıydı. Daha önce en uzun gündüzü duymuştum ama gecenin hiç olmamasını duymamıştım. Belki de bu bir ilkti. Ama aynı zamanda bunun ne kadar süreceğini bilmiyorduk. Belki de bir daha hiç gece olmayacaktı… Bilinmez. Ne dışarı çıkabiliyordum ne de içeride uyuyabiliyordum. Bugün sıkıcı olacaktı.
“Kendi adına konuş! Ben istediğim kadar oyun oynayacağım!” dedi kardeşim. Benim tek yapabileceğim şey ya telefonumla oynamaktı ya da neden ödevlerimi bu kadar önce bitirdiğimi sorgulamaktı. Aniden arkadaşlarımdan Miray telefonumu çaldırdı.
“İrem, duydun mu? Gece tatile çıkmış!”
Artık bu cümleyi duymak istemiyordum. Sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmek istiyordum. Sinir olmuştum ama gösteremezdim.
“Evet Miray, farkındayım. Sadece kafama takmamaya çalışıyorum.” dedim.
“Kafana takmamaya mı çalışıyorsun? Hiç güleceğim yoktu. Neyse, benim işim var, görüşürüz!” dedi ve telefonu kapattı.
O sırada annem içeri girdi. “Merhaba İrem, görünüşe bakılırsa gece tatile çıkmış.” dedi ve güldü. Artık gerçekten sinirlenmiştim ve kapıyı hızla kapatarak annemi odadan çıkarmış oldum. Kadıncağız ne yapacağını şaşırmıştı. Sonradan biraz üzüldüm doğrusu.
Sonunda akşam yemeği saati gelmişti. (Saatten bakarak anlamıştık).
“Gece tatile çıkmış, gördün mü İrem?” dedi babam.
“Yeter artık! Normal bir gün yaşasak olmaz mıydı ya? Gece olmasa ne olur, olmasa ne olur? İşte bugün de her günkü rutinlerimizi yapmadık mı?” dedim sinirli bir şekilde.
“Ben doydum. Ellerine sağlık, anne.” dedim ve masadan kalktım. Biraz sakinleşmiştim.
“İrem, canım, özür dileriz.” dedi annem ve babam.
“Sorun değil. Bir suçunuz yok.” diye karşılık verdim. Annem ve babama iyi geceler dedikten sonra mışıl mışıl uyudum…
Sabah olduğunda ışığı kontrol etmek için perdemi açtım. Açtığımda yüzüme bir gülümseme geldi ve perdeyi kapatmadım. Her şey normale dönmüştü.
Ya da dönmüş müydü?
