Geçmiş Sadece Bir Yara

Hava soğuktu ama camım sonuna kadar açıktı. Dışardan gelen rüzgarla uzun, kumral rengi saçlarım hareketlendiriyordu. Epey süredir içimde olan boşluk hissi beni rahatsız ediyordu. Kafamı duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Keşke o zamanlara dönebilseydim diye içirdem geçirdim. 8. sınıf Mayıs ayının başına. Arkadaşlarımı, neşemi ve o tatlı stresli günlerimi geri istiyordum. bir süre daha gözlerim kapalı durduktan sonra havanın sıcaklaştığını hissettim. Ama değişik bir şey olmuştu. Her yerden top sesi ve çocuk sesleri geliyordu. Dışardan geliyodur diye düşündüm. Ve gözlerimi açmadım. Sonra kafama bir şey çarptı ve gözlerimi açtım. Gözlerimi açıp yavaşça etrafa baktım. Bu gerçek miydi? Çimenlerin üzerinfeydim. Başta kafama çarpan şey ile hayal gördğümü sandım. Ama sonra küçük çocuklardan biri yanıma topuyla gelip “Abla yanlışlıkla oldu iyi misin?” diye sordu. Çocuğa öyle korku ve panikle baktım ki, çocuk yanımdan koşarak uzaklaştı. Ayağa kalktığımda buranın sadece çimenlik bir alan olmadığını, okuduğum ortaokulun bahçesi olduğunu fark ettim. Etrafıma baktığımda yanıma gelen arkadaşlarımı gördüm. Benim topun etkisiyle yere düştüğümü söyleyip gülüyorlardı. Onlara nasıl burda olduğumu sordum. Bana “Daha okulun bitmesine ve mezun olamıza 1 aydan fazla süre olduğu için olabilir mi?” dediler. Bunun imkansız olduğunu ve okulun çoktan bitip bizim farklı liselere, bazılarımızın birlikte devam ettiğini söyledim. Bana inanmamakta haklılardı. Bende olanlara inanamıyordum. Sonra diğer bir arkadaşım yanımıza gelip “Deneme açıklanmış! Gizlice akıllı tahtadan baklalım.” dedi. Neler olduğunu anlayamıyordum. LGS kamp alanı en alt katta olduğu için direkt resim atölyesinin olduğu yerden sınıflara girdik. Deneme sonucuma bakmaktan korktuğum için bakmamayı seçmiştim yine. Soru çözümünü B sınıfındaki bir kaç arkadaşım ile  yapmayı tercih ettiğim için Resim atölyesine gittim. Yanlarına oturduğumda yemekte neden bir şeyler yemediğimi sorduktan sonra bana aldıkları çubuk krakakerden verdiler. Onlara kilo takıntımın olduğunu bildiklerini söyledim. Bana güldüler ve “bugünden itibaren mi?” dediler. Geçmişe döndüğümü unutuyordum. Çubuk krakeri yediğimde ağlayacak gibi oldum. Bana bakıp “Her şey yolunda mı?” diye sorduklarında evet dedim. Lakin çubuk kraker yemek bile benim için resmen çok imkansız bir şeydi. Teneffüs olduğunda jimnastik sınıfında diğer arkadaşlarım ve B sınıfındaki arkadaşlarımı alıp dışarı çıkardım. Dışarı çıktığımda aylardır yapmak istediğimiz o su savaşını yapıyorlardı. Yerlerden topladığımız pet şişelerin içini suyla doldurup kişi fark etmemeksizin üstlerine döküyorduk. Saçlarım o kadar fazla ıslanmıştı ki koyu kahverengi rengine büründü. En son ders en sevmediğim hocanın sınıfında olduğu için koridorda 6-7 arkadaşımla birliktre soru çözerken bi yandanda gülüşyorduk. Ama ışığın rengi biraz farklıydı ve ışık titreşiyordu. Nedenini anlamamıştım. Ders bitince telefonu elime aldığım gibi tarihe baktım. 13 Mayıs Salı. Tarihi görünce mutluluktan ağlamak istemiştim. Yine en yukarı kata çıkıp gizlice telefona bakacaktım. 1-2 saat sonra annem aradı ve geldiğini söyledi. Merdivenlerden aşağı inerken ışıkların titrediğini gördüm. Bir takım şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Arkama baktığımda attığım her adımdan sonra her yerin kararıp bir boşluk olduğunu gördüm. Çok korkmuştum ve hızlı adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. Merdiven bitişinde koşmaya başladım. Ayağım tek bir şeye takılmamıştı ama bi anda yere düştüm. Gözlerimi açtığımda kendimi hastanede buldum. Yemek yediğim için baygınlık geçirdiğimi fark ettim. Annem çok korkmuş gözüküyordu. Yanına gidip iyi olduğumu söyledim. Eve gidip olanları düşündüm ve anladım ki geçmiş sadece acı veren güzel anılar. Hepsi geçici ama bir o kadar da akılda kalıcı. Başka anılar eklenebilir ama eski anılar hep aynı hislerle kalır. Birinin tek bir sözü bile o günü sizin için ölümsüzleştirebilir İyi yada kötü. Hepsi boşluk hissinin içinde sadece bir acı olarak anılır.

 

(Visited 2 times, 1 visits today)