Geçmiş ve Pişmanlıklar

Hayat bazen kaybolan fırsatlardan ibaret gibi gelir. Birbirimize söyleyemediğimiz söyler, yarım kalan sohbetler ve içini dökememiş insanlar bu kayıplara örnek gibidir.

Cesaretsizlik, korku, özgüvensizlik gibi özelliklerimiz bizi kaybolan fırsatlara ve yaşanamamış olaylara yol açar. Karşımızdakine gerçekten ne düşündüğümüzü anlatamayıp sonra uzun zaman geçse de, hala aklımızda kalan o zamanlar çoğunlukla pişmanlığa ve üzüntüye yol açar. Aşırı derecede gece gündüz geçmişi düşünmek insanı bir sürü negatif yönden etkiler. Hem etrafına bakışını hem de kendine bakışı bile çok basit olaylarla değişebilir.

Bazıları; insanlara içini dökme, pişman olursun diyor ama bu tavsiyeler bazen daha da büyük pişmanlıklara yol açabiliyor. İnsan, “Bunu deseydim acaba ne olurdu?” diye düşünüp hayatımızın o yaşanmamış olaya göre nasıl değiştiğini hayal edip kafasını yorabilir. Bu durumda; geçmişin karanlık gölgeleri geleceğin aydınlığını biraz azaltabilir.

Bu durumun sadece karşımızdaki ile geçen bir diyalogda olmasına gerek de yok. Pişmanlık, günümüzde illa herkesin yaşamış olduğu bir duygudur ve türkü türlü pişmanlık nedenleri vardır. Geçmişe baktığımızda yapmadığımız şeylerin aslında ne kadar önemli olduğunu fark etmek insanı etkileyen durumlardan biridir. Ödeve ya da bir işe verilmeyen zamanlar, kendini düzgün anlatamadığın zamanlar, veya biriyle geçiremediğin günler… Bu fırsatları kaçırmak bir zaman sonra aslında zamanın ne kadarı kıymetli olduğunu gösterir.

Tabii her zaman geçmişe de odaklanmamalıyız. Bazen şimdiye odaklanıp geleceğe güzel kapılar açmalıyız ki aynı pişmanlıklar yaşanmasın. ‘Keşke’lere takılı kalmak yerine ‘iyi ki’kere odaklanmak insana motivasyon kaynağı ve mutluluk sağlar. Bu yüzden kaçırılmış fırsatlar yerine biz geleceğimizi yönlendirelim. Zaten bunu yapmaya başladıktan bir süre sonra insan omzundan ağır yükün kalktığını hissedercesine kafasından da böyle bir yükün kalktığını hisseder.

(Visited 31 times, 1 visits today)