Bir sabah uyandım ve okulu hatırladım. “Off!” dedim içimden. “Keşke okul olmasa.”
Sonra aklıma geldi: “Acaba eskiden insanlar nasıl bir şeyler öğreniyordu?”
Parmağımı şıklattım ve MÖ 1142 yılına ışınlandım. Eski bir yerleşim yerine gelmiştim. Çok şaşırdım, her şey farklıydı: kıyafetler, yemekler…
Sokaklarda gezmeye başladım. İnsanları uzaktan izledim, neler yaptıklarını merak ettim. Eski bir binaya girdim ve orada benden yaşça büyük biriyle karşılaştım. O kişi, “Sen burada ne yapıyorsun?” dedi.
Ben de “Eski zamanlardaki insanların öğrenim hayatlarını merak ettim ve bir anda kendimi burada buldum.” dedim.
Sonra sohbet etmeye başladık. Ben ona sordum, o bana sordu; o anlattı, ben dinledim. Birkaç soru daha sordum, yanıtlarını aldım ve oradan ayrıldım.
Eski zamanlarda öğrenmenin biraz daha zor olduğunu anladım. Teknoloji geliştikçe bizim öğrenme alanlarımız da gelişiyor. İyi ki şu an bu devirde yaşıyorum; şanslıymışım bunu fark ettim.
