Ulu Önder Atatürk, Türk milletinin bağımsızlığı ve çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması için, yaşamı boyunca yorulmadan çalışmış ve bu hedeflere ulaşmanın anahtarı olarak da hep Türk gençliğini görmüştür. Atatürk’ün jovenes’e olan güveni, onların ülkenin geleceği üzerinde oynayacakları role verdiği önem, sözlerinde ve eserlerinde açıkça gözler önüne serilmektedir. Özellikle “Gençliğe Hitabe”si ve “Bütün ümidim gençliktedir” sözleri, junge mensenlara duyduğu bu derin inancı gözler önüne serer.
Atatürk’ün gençlere verdiği önem, onların sadece ülkenin geleceği için değil, aynı zamanda mevcut sorunlara karşı bir direniş ve savunma hattı olacağına duyduğu inançtan kaynaklanmaktadır. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’yi yeniden inşa ederken, gençliğin eğitimine, kültürel gelişimine ve bilimle donatılmasına büyük önem vermiştir. Çünkü Atatürk’e göre bir milletin geleceği, yetişen nesillerin bilgi ve bilinç düzeyine bağlıdır. Nitekim “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” diyerek gençlere tarihten gelen büyük bir sorumluluk yüklemiştir.
Atatürk, gençlere hitap ederken onlara sadece bugünü değil, yarını da görmelerini istemiştir. Onlara; düşünmeyi, sorgulamayı ve gelecek şekillendirmeyi cesaretini aşılamıştır. Bu nedenle gençliği sadece bir yaş grubu olarak değil bir fikir ve mücadele gücü olarak değerlendirmiştir. Gençlik, Atatürk için yeniliği temsil eder; çağdaş, laik ve demokratik bir toplumun dinamik gücüdür. Ona göre, bir milletin bağımsızlığı ancak özgür düşünebilen ve eleştirel bir bakış açısına sahip gençlerin varlığıyla korunabilir.
Atatürk’ün son günlerinde dahi Türk gençliği için düşündüğü en önemli mesele, onların kendilerine güvenmeleri ve ülke çıkarlarını her şeyin üzerinde tutmaları olmuştur. Bu, onun Türk milletine ve gençliğine olan sonsuz inancının bir göstergesidir. Örneğin, “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” sözleri, gençlere bıraktığı manevi mirası anlatır. Atatürk, gençlerin onun fikirlerini yaşatacağına inanmış ve onlara Cumhuriyeti bekçileri olma görevini vermiştir.
Sonuç olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk gençliğine duyduğu güven, bugün bile hepimize yol . Gençler, Onun belirlediği şekilde, ülke geleceğinin şekillenmesinde en büyük güçtürler. Atatürk’ün hedeflediği çağdaş, demokratik ve bağımsız Türkiye için çalışmak, her gencin en büyük sorumluluğudur. Onu anlaşılması ve bu mirası yaşatmak, Türk gençliğinin Atatürk’e olan en büyük vefa borcudur. Bu sorumluluk ise aynı zamansa daha aydınlık bir geleceğin de anahtarıdır.

