Gelecekteki Manzara

Bir yaz günü, güneş ışıklarının pencereme vurmasıyla birlikte uyandım.Kuşların cıvıltısını daha iyi dinleyebilmek için penceremi araladım.Penceremi açtığım anda hafif hafif esen rüzgar yüzüme vurdu,mis ler gibi kokan çiçekler ise içimi huzurla doldurdu.Hazırlanıp kahvaltı yapmaya indiğim zaman, mutfaktan gelen enfes yemek kokuları karşılamıştı beni.Ailemle kahvaltımı ettikten sonra yanıma annemin yapmış olduğu poğaçalardan çantama attım ve  dışarıya çıkmak için hazırlanmaya başladım.Ardından kulaklığımı kaptığım gibi evden çıktım.

Hava çok güzeldi.Bu güzel havanın vermiş olduğu mutlulukla, kulaklıklarımı taktım ve rastgele bir şarkı açtım.Kaldırımda yürürken, şarkıyla ritim tutmaya ve ufak ufak dans etmeye başlamıştım.Kendimi müziğe o kadar kaptırmıştım ki önümde duran çukuru görmemiştim bile.Çukurun yanında bulunan taşa ayağımın takılmasıyla tepetaklak çukurun içine düşüverdim.O an attığım çığlıkların yankılanışı kulağımı çınlattı.Yere düştüğüm zaman sert bir şeye çarptığımı hissettim çünkü tüm vücudumu sarmış olan bir acı hissetmiştim.Zar zor da olsa gözlerimi yavaş yavaş açtım.”Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım!”.Her yer kapkaranlıktı, karşımda duran büyük mü büyük bir fabrikadan çıkan dumanlar etrafı kötü bir kokuyla kaplıyordu.

Kendime gelmeye çalışıyordum fakat başım dönüyordu.Fabrikadan gelen bu kötü koku beni ösürüğe boğmuştu.Biraz da olsa ayaklandım ve bu yerin içerisinde  ilerlemeye başladım.Etrafta birçok insan belirdi bir anda, hepsi bir ağızdan ”Çabukkk olunn, yangın çıktııı, yardım lazım!” diye bağırıyordu.Bu bağırışların üstüne çevreme bakınmaya başladım ve tam bu sırada yan tarafıma döndüğüm an, yemyeşil bir ormanın devasa ateşlerle yandığını gördüm.Dehşet içindeydim, nasıl çıkmıştı bu yangın?İnsanlar yangını söndüremiyordu.Yangın o kadar çok büyümüştü ki çıkan alevler, ormanın etrafında bulunan binalara sıçrıyordu.

Bu görüntüye daha fazla dayanamayıp biraz daha yürümeye başladım, bu sırada yere oturmuş olan beş çocukla karşılaştım.Çocukların üstündeki kıyafetler yırtık pırtıktı ve hem çok zayıf hem de çok üzgün görünüyorlardı.Çocuklardan bir tanesi bana dönerek hem kısık bir sesle hem de kekeleyerek şöyle dedi:”Aa-ca-bba bi-zze yardd-ım edd-ebilir miss-iniz?Kar-ddeş-lerimle günn-lerdir hi-çç bb-ir şş-ey yemm-edik.Çç-okk açç-ızz.Bb-ize hiçç kimm-se yardd-ım etmm-edi, kk-im-se-sisiz ve evv-siziz.”

Bu sözlerin üzerine gözyaşlarımı tutamadım.Bu masum çocuklara hiç kimse mi yardım etmemişti gerçekten!Hemen elimi cebime attım ve yanımda olan bütün parayı çocuğa doğru uzattım.Çocuk, kardeşleriyle birlikte sevinçten havalara uçmuştu.Bana minnettar bir şekilde:”Çç-o-kk teşş-ekkürr-lerr!”dedi.Çocuğun kafasını okşadım ve ona bakıp gülümsedim.Ardından yoluma devam ettim.İlerlemeye devam ettikçe bütün sokak boyunca üstleri yırtık,ağlayan,yardım edin diyen insanlar gördüm.Bu manzara karşısında şoka uğramıştım.Neden herkes fakir durumdaydı?Hepsine ayrı ayrı yardım etmeyi o kadar çok istedim ancak elimde bulunan tüm parayı çoktan vermiştim bile.Kafamda bitmek bilmeyen sorularla yürümeye devam ettim.Birden önüme cılız bir köpek çıktı, çok aç görünüyordu.Elimi çantamda gezdirirken, sabahleyin çantama attığım poğaçaları ve bir şişe su buldum.Poğaçaları ve suyu köpeğin yanına koyduğum anda,köpek kuruğunu sallayarak kana kana suyu içti ve poğaçaları bir lokmada yedi.Daha sonra heyecanlı bir vaziyette bana doğru koştu.Köpeğin yanına doğru eğildim ve onu sevdim ardından gözlerimin içine baktı, sanki bana teşekkür edermişçesine.Çok duygulanmıştım.Yardım ederek kalplere dokunmanın vermiş olduğu büyük bir mutlulukla ilerledim.

Fakat içimi dinmek bilmeyen bir hüzün ve öfke kaplamıştı.Artık görmüş olduğum bu manzaralara dayanamadım, kim bilir biraz daha ilerlersem daha nasıl görüntülerle karşılaşacaktım.Bankta oturan,yüzü buz kesilmiş bir kadına dönerek sordum:”Pardon burası neresi acaba?”.Kadın birkaç dakika öylece durdu, en sonunda bana dönerek ded ki:”Burası gelecekteki dünya”.

Bu lafı duyar duymaz mahvolmuştum.Nasıl yani gelecekte, dünya böyle mi olacaktı?Kafayı yemek üzereydim.Dünya adeta cehenneme dönmüştü!Haykırarak:”HAYIRRR!” diye bağırdım.Bu sırada nefes nefese uyanmışım.Annem bağırış seslerimi duyup endişeli bir şekilde odama geldi.Bana sarıldı ve:”Geçti canım, rüya gördün heralde” dedi.Bu lafı duyduğum zman ne kadar rahatladım anlatamam.Her şey bir rüyaymış!Ne yapacağımı bilemedim o an, sevilsem mi üzülsem mi diye.Elimi yüzümü yıkadım ve biraz da olsa kendime geldim fakat hala rüyamnın etkisi altından çıkamıyordum.

O günden sonra bu güzel doğanın ve yeryüzündeki bütün nimetlerin kıymetini bir kez daha anladım.Eğer çevreye, hayvanlara ve en önemlisi birbirimize yardım etmessek ve sahip çıkmazsak  bizleri korkunç bir gelecek bekliyordu.Eğer gelcekte korkunç bir manzara ile karşılaşmak istemiyorsak dünyayı ve bütün canlıları korumamız gerekiyordu.

 

 

(Visited 7 times, 1 visits today)