Genetik mühendisliği, canlıların kalıtsal özelliklerini değiştirerek, onlara yeni işlevler kazandırılmasına yönelik araştırmalar yapan bilim alanıdır. Bu mühendislik sayesinde son yıllarda tıp, tarım ve sanayide önemli gelişmeler yaşanmıştır.
Genetik mühendisliğinin tıp alanında insanlığa kazandırdığı önemli şeylerden birisi kalıtsal hastalıkların tedavisinde çözümler bulmuş olmasıdır. Gen terapisi denilen yöntem kullanılarak bozuk ve kişiye zararlı genler onarılabilmekte ve insanlar daha sağlıklı yaşamlar sürebilmektedir. Örneğin şeker hastaları için çok önemli olan insülin artık genetik yollarla daha kolay üretilmektedir. Tarım alanında ise bitkilerin genleri değiştirilerek börtü böceğe, afetlere ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha dirençli hale getirilip üretim miktarı artmakta ve vitamin ile mineral bakımından daha zengin besinlerin üretilmesiyle de ürün verimi artırılmakta ve dünya nüfusunun gıda ihtiyacına daha iyi cevap verilmektedir.
Bunlara karşın genetik mühendisliğinin bazı uygulamaları ciddi problemlere yol açmaktadır. Genetiği değiştirilmiş canlıların doğaya karışması ekolojik dengeyi bozduğu gibi bazı türlerin yok olmasına ve bunun insan yaşamınada etki etmesi de muhtemel bir durumdur. Bunu düşünen bazı insanlar genetik müdahalelerin doğanın düzenine aykırı olduğunu savunmaktadır. Aynı zamanda GDO’lu besinlerin insan sağlığı üzerindeki uzun süreli etkileri tam olarak bilinmediğinden ve genetik bilgilerin kötü amaçla kullanılması durumunda insanlar arasında genetik farklılıklara göre ayrımcılık yapılma tehlikesi olduğundan bu teknoloji etik açıdan da çokça kez tartışma konusu olmuştur.
Sonuç olarak insanlığa birçok fayda sağlayıp büyük fırsatlar tanımasına rağmen, bazı bilim insanları bu alandaki çalışmaların doğaya zarar verebileceğini düşünmektedir. Çünkü genetik yapıya yapılan müdahalelerin doğanın dengesini bozduğu ve canlıların doğal evrim sürecine engel olduğu söylenmektedir fakat genetik mühendisliğinin getirdiği insan ve doğ yaşamında sağladığı faydalar çok fazladır. Eğer bu teknolojinin dünyayı bozmadan insanlığa faydalı olabilmesini istiyorsak daha dikkatli, bilinçli ve etik kurallar çerçevesinde çalışmamız gerekmektedir. Aksinde, doğanın dengesine geri dönüşü olmayacak şekilde bozulabilir ve dünya yaşamı tehlikeye girebilir.