Bazen en gerçek hâlimizi, sadece kim olduğumuz unutulduğunda gösterebiliriz. Çünkü isimlerimiz, yüzlerimiz ve geçmişlerimiz, ağırlık gibi omuzlarımızda taşınır. Bazen yüzümüze bir maske geçiririz ki kimse bizi yargılamasın. Çünkü biliriz ki eğer kim olduğumuz bilinirse, ne söylediklerimiz ne de yaptıklarımız değerli olmaz.
Bazen sadece değer görmek; sevildiğini, önemsendiğini hissetmek için kendinden uzaklaşır insan. Kendisi olunca bunların olmayacağını hissederek anlar. Evet, kimi zaman haklıdır ama bazen en çok değeri kendi olmayı bilenler alır; bütün emekleri boşa çıkarırlar. İsimler, tanıdık yüzler, taşıdığımız geçmiş; bazen üzerimizde fazladan bir yük gibi durur. Bizi biz yapan şeyler — arkadaşlar, aileler — bir noktadan sonra beklentilere dönüşebilir. Ama bir anlığına bunların hepsi silinirse geriye sadece olduğumuz kişi kalır. İnsan işte o zaman özgür hisseder. Aslında özgürlük, başkasının gözünde değil de kendi gözümüzde nasıl olduğumuzla ilgilidir. Çünkü biz; biz olduğumuzda güzeliz, değerliyiz, gerçeğiz.
Hayat; insanların beklentilerini karşılamaya çalışarak, ona göre konuşup cevap vermeyerek, ses çıkarmayarak geçmiyor. Kendiniz olamadığınız hiçbir yerde mutlu olmadığınızı fark edeceksiniz bir süreden sonra; hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını. Çünkü artık bir önemi kalmayacak sizin için.
