GEZMEK İSTEDİĞİM YER

Hayal ettiğim doğa harikası, İtalya’nın kuzeyindeki Dolomitler. Burası, devasa kaya oluşumları, yemyeşil vadiler ve sakin göllerle çevrili bir bölge. Sabah erken saatlerde, vadinin derinliklerinden yükselen hafif sisin içinde kaybolan dağların siluetini izliyorum. Hava taze ve serin, ama doğanın içindeki sıcaklık her adımda hissediliyor. Güneşin ilk ışıkları, dağların zirvelerine vurarak onları altın rengine büründürüyor. Gökyüzü berrak, bir avuç bulut dışında hiçbir şey yok. Her şey sakin ve dingin, tıpkı bir tablodan fırlamış gibi.

Bir süre yürüdükten sonra, etrafımdaki ormanları geride bırakıp bir göl kenarına varıyorum. Gölde yansıyan dağlar, suda neredeyse kusursuz bir şekilde beliriyor. Gölün suyu o kadar berrak ki, dibindeki taşlar bile seçilebiliyor. Etraf tamamen sessiz; sadece hafif esen rüzgarın, ağaçların yapraklarında yarattığı fısıldama sesi duyuluyor. Gölde kano ile gezintiye çıkıyorum. Kano ilerledikçe, gölün yüzeyi sakin ve huzurlu bir şekilde kayıyor, her kürek darbesiyle suyun yüzeyinde dalgalar oluşuyor, ancak doğanın sessizliği her anı sabırlı bir şekilde bekliyor.

Öğleden sonra, dağların arasında bir kayalık alanda oturuyorum. Yavaşça geçip giden günün ışıkları, dağları her geçen dakika farklı bir şekilde aydınlatıyor. Gölün etrafındaki çiçekler açmış, rengarenk bir manzara sunuyor. Akşamüstü, güneş batmaya başlarken gökyüzü turuncu ve mor renklerine bürünüyor. Tüm bu manzara karşısında, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Doğanın huzuru, içimde bir dinginlik yaratıyor ve bu anın kıymetini tam anlamıyla hissediyorum.

(Visited 6 times, 1 visits today)