Merhaba arkadaşlar! Bugün, görmeyi hayal ettiğim bir yeri ve orada bir günümü nasıl geçirmek istediğimi sizlerle paylaşacağım. O zaman, hadi başlayalım! Bahsedeceğim yer, gizemli Kapadokya.
Öncelikle, hayalimdeki Kapadokya’yı anlatayım. Burası, kendine özgü havasıyla bana bambaşka bir alemdeymişim gibi hissettiren, ilginç bir hikayeye sahip bir yer. On iki yıllık hayatımda görebileceğim en sıra dışı yerlerden biri olduğunu düşünüyorum. Orada, doğanın içinde olmak ve o doğal kayaların nasıl oluştuğunu hayal etmek gerçekten harika. Volkanik dağların püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların, milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmış olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım.
Kapadokya’ya gider gitmez ilk yapacağım şey, konaklayacağım peri bacasından dönüştürülmüş otelimi bulmak olacak. Ardından, doğa harikası olan peri bacalarının içine oyulmuş eski zamanlardan kalma tarihi ve sanatsal eserleri görmek için yola çıkacağım. Ihlara Vadisi’ni ve yeraltı şehirlerini görmeden dönmek istemem. Tabii ki Avanos’a gidip, bana her baktıkça Kapadokya’yı hatırlatacak bir seramik eser yapacağım. Tüm bu geziler, beni bölgedeki eski zamanlardan kalan izlerle geçmişe götürecek.
Bölgenin leziz yemeklerini yemeden de dönülmez, elbette. Testi kebabı, ayva dolması ve bölgenin yöresel tatlısı Dolaz’ı denemek benim için büyük bir zevk olacak.
Bu yazımda, doğa harikası Kapadokya’yı görme hayalimi sizlere anlattım. En kısa zamanda gidip o harikaları görmek için sabırsızlanıyorum. Umarım, sizlerin de bu eşsiz yeri görme fırsatınız olur.