Bir sabah kalktım, dişimi fırçaladım ve hemen üstümü giyinip kahvaltı masasına oturdum. Başta her şeyin yolunda olduğunu düşünüyordum, taa ki okula gelene kadar. Sınıfa geldiğimde aklıma ilk gelen kişi, beni her gün zorbalayan kişi oldu. Onu her gördüğümde kafamda duyduğum tek şey, ondan nefret ettiğimdi.
Bunu o da duymuş olacak ki bir anda bana saldırmaya başladı ve “Benden nefret ediyorsun ha?” dedi. Okul bitince, hiçbir şey olmamış gibi eve yürürken hâlâ aklımdaydı: Nasıl kafamın içindeki sesi duyabilirdi ki? Sonra belki fark etmeden yüksek sesle söylemişimdir diye kendimi yatıştırdım.
Eve geldiğimde annem okulda olanları duymuş ve benim için çok endişelenmişti. Başta çok umursamadım ama annem biraz uzatınca kafamın içinde rahatsız olduğumu düşündüm. Ve annem bunu duyunca “Sana ne yapsak zarar zaten.” diye söylendi.
Bu olaydan sonra şüphelenmeye başladım. Acaba başkaları benim iç sesimi mi duyuyorlardı? Paranoyak olmaya başlamıştım. Çünkü herkes benim iç sesimi duyuyorsa mahremiyet alanım da yok demekti. Bunu anneme söyleyince buna inanmadı. Artık ne yapacağımı bilemezken bir anda bir alarm sesi duydum. Ve bir anda uyandım.
Ondan sonra fark ettim ki bunların hepsi sadece bir rüyaymış. Ve artık kafamın içindekileri kimsenin bilmemesi bana huzur verdi.
