HAYVANLARIN SESİ

Bir şimşek gürültüsüyle uyandım. Dışarı baktığımda hava henüz aydınlanmamıştı. Hayatımda gördüğüm en şiddetli yağmur yağıyordu. Camdan etrafı izlerken kapımın önünde duran bir köpek fark ettim. Hemen montumu giydim ve onun yanına koştum. Yaralanmıştı. Hiç düşünmeden onu kucağıma aldım ve odama götürdüm.

Köpek için havlu, su ve yiyecek almak üzere mutfağa yönelmiştim ki arkamdan bir ses duydum: “Teşekkür ederim.” Şaşkınlıkla durdum. Yanlış duyduğumu sandım. Ama tam adım atacakken aynı ses tekrar geldi: “Bana yardım et.” Kafamı çevirdiğimde göz göze geldik. O köpek… konuşuyordu. Gözleri, duyduğumu fark ettiğinde şaşkınlıkla açıldı. “Sen… beni duyabiliyor musun?” diye sordu. Kafamı yavaşça salladım. Yanına oturdum ve anlatmaya başladı:

“Annem, babam ve kardeşlerim tanımadığım insanlar tarafından götürüldü. İki gün önce babamla yürürken küçük bir kız gördük. Babamı görünce sebepsizce ağlamaya başladı. Ailesi kızın yanına koştu. Babasını tutamayan adam, babama tekme attı, sonra onu arabasına kilitleyip götürdü. Kısa süre sonra başka adamlar gelip kafese koyarak babamı da götürdüler. Bana son söylediği şey ‘Kaç’ oldu.

Ertesi gün, beyaz kıyafetli iki kişi evimize geldi. Annem ve iki kardeşimi alıp bir kafese koydular. Bugün ise yağmurdan ve arabalardan kaçarken buraya sığındım…”

Duyduklarıma inanmak istemedim. Ama anlattığı zaman dilimi bana çok tanıdıktı. O dönemde sokak hayvanlarının “saldırgan” olarak görülüp toplanması ve uyutulması yasal hâle getirilmişti. Yani babası büyük ihtimalle artık yaşamıyordu. Ama annesi ve kardeşlerini kurtarabilirdik.

Küçük köpeğe olayın nerede gerçekleştiğini sordum. Şanslıydım; o bölgenin güvenlik kameralarını yöneten bir arkadaşım vardı. Onu arayıp yardım istedim. Kısa sürede görüntüleri gönderdi. Köpeğin ailesinin götürüldüğü kamyonun üzerinde bir krem markasının adı yazıyordu. Hemen harekete geçtim.

Küçük köpeği güvenli bir kafese yerleştirip arabaya bindim ve fabrikaya gittim. Fabrikanın denetçisi, babamın arkadaşıydı. Yardım istedim, birlikte içeri girdik. Gördüklerimiz tarif edilemeyecek kadar kötüydü… Çığlıklar, inlemeler… Hayvanlar, ürün denemelerinde birer “denek” gibi kullanılıyordu.

Mustafa Bey bu durumu hemen üst makamlara bildirdi. Birkaç gün sonra küçük köpeğin ailesi kurtarıldı, fabrika geçici süreyle kapatıldı. Olanlar kamuoyuyla paylaşıldı. O gün, medyada büyük bir sarsıntıya neden oldu. Ve sanmıyorum ki artık biri o markanın ürünlerini almak istesin.

(Visited 7 times, 1 visits today)