Helga Sokağı

Hogwarts’ta Büyücülük Tarihi öğretmenimiz Profesör Binns, bize büyücülük tarihinin unutulmuş hikayelerinden birini seçip iki parşömen uzunluğunda yazmamızı istedi. Tabii ki işimizi zorlaştırmak için kütüphaneyi kullanmamızı yasaklamıştı.

Ders çıkışı en yakın arkadaşım Hermione Granger yanıma gelip “Alice, öğleden sonra Profesör Binns’in verdiği ödevi yapmak için Helga Sokağı’na gideceğim. Gelmek ister misin?” diye sordu. Şaşırmıştım çünkü bildiğim kadarıyla büyücü dünyasında “Helga Sokağı” diye bir yer yoktu.

“Helga Sokağı da neresi? Melez olmama rağmen hiç duymadım.” dedim.

Hermione hafifçe gülümseyerek “Helga Sokağı, hikayelerde adı geçmeyen cadı ve büyücülerin yaşadığı bir yer. Onlardan bahsedilmiyor çünkü…”

“Hufflepuff’lılar!” diye atıldım. “Helga Sokağı’nda yaşayan herkes Hufflepufflı. Bu yüzden diğer binadaki cadılar ve büyücüler onların hikayelerini tarihten çıkarmışlar!”

Bunu duyunca sinirlenmiştim. Bir cadının ya da büyücünün hikayesinin, yalnızca Hufflepufflı olduğu için ortadan kaldırılması haksızlıktı! Eğer tarihten silinmesi gereken biri varsa, o da Slytherin’liler olmalıydı. Evet, içlerinde iyi olanlar da vardı ama çoğu özellikle de Muggle doğumlulara karşı kaba davranıyordu.

Daha fazla düşünmeme fırsat kalmadan Hermione kolumdan çekiştirerek “Hadi Alice, İksir dersine geç kalacağız. Profesör Snape’in Gryffindor’dan puan kırmayı ne kadar sevdiğini biliyorsun!” dedi. Başımı sallayıp onunla birlikte sınıfa doğru yürüdüm.

Öğleden sonra, dersler bitince Helga Sokağı’na gitmek için Profesör McGonagall’dan izin aldık ve yola çıktık. Yanımızda diğer yakın arkadaşlarımız Ron ve ünlü Harry Potter da vardı. Onları gerçekten çok seviyordum güvenilir ve komik arkadaşlardı. Yalnız, Ron’un midesinin delik olduğundan şüpheleniyorum. Hogsmeade’den aldığı Bertie Bott’un Binbir Çeşit Fasulye Şekerlemeleri’ni yerken, bir yandan da Hermione’ye ödevinin giriş bölümünü yazması için yalvarıyordu:

“Hermione, lütfen! Sadece giriş bölümünü yaz. Yazmazsam Profesör Binns içimden geçer!”

“Ron, Profesör Binns bir hayalet. Herkesin içinden geçiyor.” diye cevapladı Hermione. “Ama eğer susacaksan, sadece giriş bölümünü yazabilirim.”

“Harikasın Hermione!” diye sevindi Ron.

Onların atışmalarını dinlerken farkına bile varmadan Helga Sokağı’na gelmiştik. Burası, İngiltere’deki ikinci büyücü köyüydü ve bizim dönemimizden pek çok öğrenci buradaydı.

“Hey! Hunter! Eğer ödevinde yardıma ihtiyacın olursa sana yardım edebilirim.”

Bu ses Draco Malfoy’a aitti. Gözlerimi devirdim ve sert bir şekilde, “Git işine, Malfoy!” diye cevap verdim. Malfoy’un, benden başka kimseyi sevmediğini bilmeyen yoktu.

Onu görmezden gelerek, hikayesini anlatmaya başlayan bir cadının etrafında toplandık.

(Visited 6 times, 1 visits today)