5 Mayıs gecesi, her zaman olduğu gibi sokaklarda büyük bir coşkuyla Hıdırellez Bayramı kutlanıyordu. Meşaleler yakılmış, insanlar dileklerini çiçek dallarına asmıştı. Rüzgar da bu bayrama çocukluğundan beri inanırdı. O gece, herkesin eğlenip kahkahalar attığı sokakta Rüzgar bir kenara çekilip içinden bir dilek tuttu:
“Yıllardır hayalini kurduğum o basketbol takımından iş teklifi almak istiyorum.”
Küçüklüğünden beri basketbolla adeta birbirlerine yapışıktılar. Her tarafta seyirciler onun için seslenecekti. Üniversiteden mezun olduktan sonra çalışmalara başlamış hatta mektup bile göndermişti; ama cevap alamamıştı. Yine de hayalinden hiç vazgeçmedi.
6 Mayıs sabahı, erkenden uyanıp çiçek dalına taktığı dileğini nehrin kenarına bırakmak için dışarı çıktı. Hava pırıl pırıldı, kuşlar normalden daha neşeli ötüyordu sanki. Dileğini dikkatlice suya bıraktıktan sonra eve döndü.
Telefonunu eline aldığında bir bildirim gelmişti ama kimden olduğunu bilmiyordu. Gelen e-posta karşısında şok oldu, kalbi hızla atmaya başladı. Gözlerine inanamadı. Türkiye’nin en büyük basketbol takımlarından biri, başvurusunu değerlendirdiklerini ve onunla görüşmek istediklerini yazmıştı.
O an, bir anlığına zamanı durdurmuş gibi hissetti.
Gerçekten oluyor muydu bu?
Dileği, tam da Hıdırellez sabahında gerçekleşmişti!
