Ben hayatım boyunca insanların iç dünyalarındaki düşüncelerini duymayı hep istemişimdir. Ancak aynı zamanda bunun imkânsız olduğunu da bilirdim. Bu yüzden, böyle bir özelliğe sahip olma umudum ya da isteğim hiç olmamıştı.
Yine sıradan bir okul sabahına uyanmıştım. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra kahvaltıya indim. Annem, babam ve kardeşimle birlikte sakin bir şekilde kahvaltımızı yaparken bir anda bir ses duydum:
“Yine mi okula gitmek zorundayım? Ne zaman tatil başlayacak? Gerçekten bıktım artık.” Şaşkına döndüm. İlk başta delirdiğimi ya da şizofren olduğumu düşündüm. Çünkü birinin iç sesini duyabileceğim, aklımın ucundan bile geçmezdi. Bu imkânsız bir şeydi. Fakat hemen ardından başka bir ses duydum: “Gerçekten emekli olacağım zamanı dört gözle bekliyorum. Farklı kişiler ve markalar altında çalışmaktan nefret ediyorum.” Bu karşı balkonda gördüğüm kadının iç sesiydi ve artık emindim: İnsanların iç seslerini duyabiliyordum. Emin olmak için okula gidince de insanların yanından geçerken benzer sesler duyup duymayacağımı görmek istedim. Okula vardığımda da aynı şekilde insanların içlerinden geçenleri duymaya devam ettim.
Gerçekten böyle bir özelliğe sahiptim. O gün boyunca bu yeteneğin tadını çıkardım. Fakat ertesi sabah uyandığımda hiçbir ses duymuyordum. Özellik kaybolmuştu. Yine de sadece kısa bir süreliğine bile olsa bu olağanüstü yeteneği yaşamak bana keyifli ve unutulmaz bir gün kazandırmıştı. Hayatım boyunca hatırlayacağım, eşsiz bir deneyim olmuştu.
