Bir Sabah Uyandım ki…
Yine bir gün… Yine kuşların cıvıltısı… Ve yine mutfaktan gelen mis gibi omlet kokusu. Annem sucuklu omlet yapmış. Onunkisi de bir başka güzel olur hani! Hemen oturdum ve yedim.
Çok komik ama rüyamda insanların iç seslerini duyuyordum. Gün boyu bu saçma rüyayla dalga geçtim. Ta ki o güne kadar…
“Annecim, sofra hazır hadi gel.”
Annemin sesiyle uyandım. Ardından başka bir ses duydum ama sanki aynı kişiden geliyordu:
“Of, bıktım şu çocuğu kaldırmaktan. İlk söylediğimde yapsa keşke…”
Şaşkına döndüm. Annem beni ilk defa böyle uyandırmıştı. Neden kızgındı ki bana?
“Anne, bana kızgın mısın? Niye öyle dedin?”
“Ben sadece sofranın hazır olduğunu söyledim canım, ne dedim ki?” dedi.
Ama o az önce benden bıktığını söylemişti. Hem de açıkça!
“Benden bıkmadın mı?”
Kafasını sallayıp “Nereden çıkardın şimdi bunu?” dedi.
Ama ben duymuştum. Kesin duymuştum.
Kahvaltı ederken sütü halıya döktüm. Annem hemen “Sıkıntı yok.” dedi.
Ama ardından yine o ses geldi: “Sakar mısın evladım ya?”
Ama bu sefer ağzı kıpırdamamıştı. Bu da neydi şimdi?
Şaşkınlıkla sordum:
“Anne… İçinden beni çok sevdiğini söyler misin?”
“Seni seviyorum İpekçim.” dedi.
Ama bu cümleyi gerçekten içinden söyledi. Ve ben yine duydum.
Nasıl olmuştu bu? Hemen tuvalete koştum, elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktım: “Her konuştuğum insanın iç sesini mi duyacağım şimdi?”
İşte hikâyem böyle başladı.
Bir sabah uyandım ve bir anda herkesin iç sesini duyabildiğimi fark ettim.
Bu durum tam bir hafta sürdü.
Bu sayede arkadaşlarımın gerçek yüzlerini, öğretmenlerimin aslında bizi çok sevdiğini, temizlikçi ablaların temizlik yaparken içlerinden şarkı söylediklerini öğrendim.
İç sesleri duyabildiğim için yardıma ihtiyacı olan insanları da anlayabiliyordum. Onlara yardım ederken herkes dış görünüşlerinden anladığımı sanıyordu. Oysa ben onların içlerinden geçenleri dinliyordum.
Ama bu özel yetenek çok uzun sürmedi.
Tam dokuz saat.
Ertesi sabah…
“İpek, sabah olduuu, kalk artık.”
Annemin sesiyle uyandım. Hemen dikkat kesildim. Bakalım şimdi ne düşünüyor?
Bekledim, ama hiçbir şey duymadım.
Koşa koşa annemin yanına gittim.
“Anne… Bir hafta önce, içinden bana beni çok sevdiğini söylemiştin ya… Hani ben de duymuştum… Demiş miydin?”
Annem şaşkınlıkla cevap verdi:
“Ne bir haftası kızım, daha yeni sabah oldu.”
İşte o an, günlerce dalga geçtiğim şeyin aslında çok eğlenceli olduğunu anladım…
