Bir sabah, hayatımın en karanlık dönemindeydim. Aslında sadece o sabah da değil; yıllardır aynı şehre, aynı sokağa tıkılmış gibi hissediyordum. Ne bir değişiklik, ne bir heyecan vardı. Yaşadığım şehri, sokakları, insanlarımı, her şeyi adeta bir sis perdesi gibi görüyordum. Her sabah aynı rutinde, işe gitmek, eve dönmek, yemek yapmak, uyumak… Bir döngüydü. Ama o sabah her şey değişecekti. O sabah, yağmurdan sonra solmuş yaprakların kokusu burnuma geldi. Hava, her zamankinden daha taze ve serindi. Her şey çok alışılmıştı, ama bir anda kalbimde bir huzursuzluk beliriverdi. O an, tanıdık bir figür gözümün önünde belirdi. Bütün vücudum birden titremeye başladı. Yıllar önce kaybettiğim birini, ilk defa karşımdan görüyordum. Gözlerim buğulandı, onu karşımda gördüğümde kalbim yerinden çıkacak sandım. İçimden bir ses, “Olamaz, bu olamaz!” diye bağırıyordu, ama bir o kadar da umut doluydu.
Sema’ydı bu. Onu yıllardır görmemiştim. Kısmen benim suçum olduğunu uzun süre sonra kabullenmiştim. O, benim hayatımdan yavaşça kaybolan, ama hep içimde kalan bir parça olmuştu. Birlikte geçirdiğimiz o yıllar, şimdi birer anıydı sadece. Kim bilebilirdi ki bunca zaman sonra eski okulumuzun, her şeyin başladığı ve bittiği yerde onu göreceğimi. Yavaşça yaklaşırken, onu tanıyıp tanımadığımı sorguladım. Ama gözlerinin içindeki ışıltıyı görünce her şeyin yeniden başladığını hissettim. O kadar uzaklaşmıştık ki, birbirimizi unuttuğumuzu sanmıştım. Ama o an, gözlerimle onu yeniden keşfettim. Gözleri hala tıpkı eski hali gibiydi; içindeki derinlikleri görebiliyordum. Her ne kadar yıllar geçmiş olsa da, o an bir şeyleri yeniden yakaladığımı hissettim.
Ona doğru birkaç adım attım. Gözlerim, onun yüzündeki her çizgiyi, her gülümsemeyi inceliyordu. Aramızda uzun bir sessizlik vardı, ama bu sessizlik, söylenmemiş her şeyi anlatıyordu. “Sema,” dedim. Sesim titriyordu, ama bu sefer korkudan değil, özlemden. “O kadar zaman geçti, seni tekrar görmek…” Cümlem yarıda kaldı. O kadar çok şey vardı söylemek istediğim, ama kelimeler boğazımda düğümlenip kalıyordu. Sema, bana yaklaşırken hafif bir gülümseme belirdi yüzünde. “Ben de seni özledim,” dedi. O an, dünya tekrar dönmeye başladı sanki. Kalbimdeki boşluk, ona bakarken bir nebze olsun dolmuştu.
İçimdeki o tarifsiz duyguyu anlamam biraz zaman aldı. O an, yıllarca kaybettiğimi sandığım bir şeyin, aslında hep yanımda olduğunu fark ettim.
