İlaç geliştirme süreci, sanıldığından çok daha karmaşık ve uzun bir süreç. Bir ilacın eczane raflarına gelmesi için gerçekten çok uzun bir yol katetmesi gerekiyor. Bu uzun yolculukta da en çok konuşulan konulardan biri hayvanlar üzerinde yapılan testler. Bazı insanlar, ilaç testlerinde hayvanların kullanılmasına kesinlikle karşı çıkarken, diğerleri ise insanların sağlığı için bunun mecbur olduğunu düşünüyor.
Bence bu konu, sadece tek bir kısımdan bakıp doğru ya da yanlış denecek kadar kolay değil. İşin içine hem etik değerler, bilimsel gerçekler giriyor. Bu nedenle, hayvan testlerini tamamen sonlandırmak şimdilik mümkün görünmüyor. Ancak bu testleri olabildiğince azaltmak ve farklı, daha iyi çözümler bulmak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Çünkü sonuçta hayvanlar da birer canlı ve onlar da acı çekiyorlar. Bunu unutmamalıyız.
Peki, ilaç geliştirme sürecindeki temel amacımız ne? İnsanların kullanacağı bir ilacın güvenli olup olmadığını tam olarak anlamak, değil mi? İşte bu yüzden her yolu deniyoruz. Günümüzde hücrelerle ve bilgisayar modellemeleriyle yapılan simülasyonlar epey gelişti. Ancak bu simülasyonlar, bir canlının vücudunda oluşan tüm olayları taklit etmekte hala yetersiz kalıyor. Yani organların hep birlikte nasıl çalıştığını, vücudun ilaca nasıl bir cevap verdiğini veya ilacın vücutta nasıl parçalandığını ancak canlılarda görebiliyoruz. Bilimsel açıdan olaya baktığımızda hayvan testlerinin gelecekte tamamen ortadan kalkması şu an için zor bir ihtimal gibi duruyor.
Hayvanları deneylerde kullanmak büyük bir sorumluluk. Bu nedenle bilim dünyasında 3R olarak bilinen bir ilke var: Replace (Yerine koy) Reduce (Azalt) Refine (İyileştir). Eğer hayvan kullanmak zorundaysak kullanılan hayvan sayısını olabildiğince azaltalım.İşte bu şekilde hem bilimsel araştırmalar ilerleyebilir hem de hayvanların boş yere acı çekmesi önlenebilir.
Son zamanlarda organ-on-chip teknolojisi epey popüler durumda. Bu teknoloji sayesinde küçük çipler üzerinde insan organlarını taklit eden yapılar oluşturuluyor. Bir de yapay zeka var ve bu da ilaç testlerinde kullanılıyor. Hatta insan hücrelerinden minik organlar üretiliyor. Bütün bunlar, hayvan deneylerine olan ihtiyacı azaltan çalışmalar. Belki de bilim ilerledikçe, hayvan deneylerine hiç gerek kalmayacak. Ama maalesef şu anda bu boşluğu tamamen dolduracak bir seçenek maalesef yok.
Özetle, hayvan deneylerini tamamen kaldırmak mümkün değil. Ama bu testlere durmadan devam etmek de doğru değil. Hayvan testlerine bir alternatif olacak yöntemler geliştirmeliyiz. Bu sayede hem insanların sağlığını koruyabiliriz, hem de hayvanların gereksiz yere öldürmeyiz. Belki bir gün bu konu tamamen çözülür.
