Bir gün annemler bana bir sürpriz yapacaklarını söylediler ve beni bir depoya götürdüler. Orada Messi’yi gördüm! Onunla konuşmaya gittiğimde bana Türkçe “Merhaba” dedi. Önce çok şaşırdım. Sonra ona nasıl bu kadar iyi bir futbolcu olduğunu sordum. Bana sadece çalışma ve yetenek dedi. Daha sonra beni ve annemleri alıp öğle yemeğine götürdü. Yemek yerken bana neden kaleci olduğumu sordu. Ben de daha eğlenceli, deyince beni halı sahaya götürdü. Orada iki saat çalıştıktan sonra, ne kadar iyi bir kaleci olduğumu söyledi ve benim için bir antrenman programı hazırladı.
Herkes acıkınca bizi akşam yemeğine götürdü. Orada, nasıl bu kadar iyi takımlara katıldığını anlattı. Sonra bana Amerika’ya yani Miami’ye götürmeyi teklif etti. Ben de tabii ki kabul ettim.
İki gün sonra, annemlerle her şeyimizi toplayıp Messi’nin malikanesine gittik. Orada bana, Miami’de kendi oynadığı takımın U12 kadrosunda bir kalecilik yeri ayarladı. İki yıl sonra Beşiktaş’tan bir teklif aldığım için İstanbul’a gitmem gerekti.
Gitmeden önceki son akşam yemeğimizde bana 1.000.000 TL verdi.
