İlk Kez Tek Başına

Alarmım çaldığında daha kendime gelememiştim. Fakat buna fırsat kalmadan 1 saat içerisinde Roma’ya kalkacak uçağım aklıma geldi ve hemen yatakta doğruldum. Telefonumun ana ekranına sayaç bile kurduğum o gün gelmişti ve ben heyecandan delirecek gibi hissediyordum. Bu heyecanın yanı sıra içimi kemiren bir duygu daha vardı: korku. 

Bu yolculuk öyle sıradan bir yolculuk değildi benim için. Hayatımda ilk defa kendi başıma uçağa binecektim! Bu da yetmezmiş gibi kendi başıma ilk defa yurt dışına çıkacaktım. Bu bileti alırken ailemin 15 yaşındaki kızlarının tek başına böyle bir yolculuğa çıkmasına izin vermelerinin çılgınlık olduğunu düşünüyordum, fakat tabii sorgulamadım.  

Yataktan çabucak kalktım ve hazırlanmaya başladım. Birkaç saat içerisinde Roma’da 1 yıldır görmediğim arkadaşlarımla beraber olacağımı düşünmek o kadar sevinç vericiydi ki çığlık atmak istiyordum. Üstümü çabucak giyinip her şeyi annemin zoruyla 2-3 kez kontrol ettikten sonra çok önceden hazırladığım bavulum ve eşyalarımı da alarak evden çıktık.  

Havaalanına giderken içimdeki korku birazcık da olsa heyecanı bastırıyordu. İlk uçağım Ankara’dan İstanbul’a idi. Abim ve annem bütün işlemlerimi yapmamda yardımcı oldu ve artık ayrılık zamanıydı.  

Onlardan ayrılıp güvenlikten geçince artık kendi başıma olduğumu bilmek o kadar değişik bir duyguydu ki. Fakat bunu çabucak üstümden atıp uçak kapıma gittim. Her 5 dakikada bir eşyalarımı kontrol ediyor, buluşacağım arkadaşlarımla mesajlaşıyor ve bir annemi bir babamı arıyordum. Galiba gereğinden fazla tedbirli ve telaşlı davranıyordum. Bu durum kendimi ne kadar olgun hissettirse de yalnız başıma olmak bir garipti.

İlk uçuş çok kısaydı ve indiğimde artık bağlantılı uçuşa gitme zamanıydı. Bunu ilk defa yapıyor olduğum için stresten haftalar boyunca nasıl yapılacağına dair videolar izlemiştim. Her geçtiğim yerde bir yetkiliye yol soruyordum. En sonunda kapıma vardım fakat daha 2 saat vardı uçağın kalkmasına. 10 saat gibi gelen bu 2 saati atlattığımda artık aylardır beklediğim o an gelmişti. Uçağa bindiğimde üstümden büyük bir yük kalkmış gibi hissettim. Artık arkadaşlarım ve aramda tek bir uçuş kalmıştı.

Biraz dizi, biraz ödev ve biraz da uyku ile zar zor geçen uçuş en sonunda bitmişti fakat benim aklımda başka bir şey vardı. Valizimin gelip gelmediği. Havaalanında bavullarının kaybolduğuna dair yorumlar yazan insanlar beni o kadar çok germişti ki uçak park alanına geçerken bavul taşıyan görevlileri izliyordum. Kırmızı kocaman bavulumu gördüğüm anda mutluluktan fotoğraf bile çektim.  

Sonunda 5 yaş büyüdüğümü hissettiğim bu yolculuk sonunda tek düşündüğüm birkaç dakika sonra arkadaşlarımı görecek olmamdı. Hayatımda geçirdiğim en iyi yaz tatili olacağı kesindi. 

(Visited 18 times, 1 visits today)