Bir sabah uyandığımda, herkesin iç sesini duyabildiğimi fark ettim.
Bu yeteneği kullanmalıydım. Hemen annemin yanına koştum. Ona onu sevdiğimi söyledim. O da dışından beni sevdiğini söyledi ama iç sesi çok daha derindi:
“Kızımı o kadar çok seviyorum ki her anında yanında olmak istiyorum.”
Bu düşünceyi duyunca hemen gidip ona sımsıkı sarıldım. Şaşırmadı çünkü bunu hep yapardım. Bir şeylerin farklı olduğunu henüz anlamamıştı. Zamanı gelince ona anlatacaktım ama önce insanların benimle ilgili gerçek düşüncelerini öğrenmeliydim.
Hazırlandım ve okula doğru yola çıktım. Yol üzerindeki bakkalda her zamanki gibi en yakın arkadaşım Selin’le buluştum.
Anlamaması için havadan sudan konuştuk. Zaten ona güveniyordum ama bu güç elimdeyken değerlendirmemek olmazdı.
Kafasında benimle ilgili kötü bir şey yoktu. Bu, içimi rahatlattı.
Okula vardığımızda ilk ders Fen Bilimleriydi. Bu dersi en sevdiğim dersti ve öğretmenimin düşünceleri benim için çok önemliydi.
Ders sırasında parmak kaldırdım ve onun iç sesi kulağıma fısıldadı:
“Aa, Defne parmak kaldırıyor. O gereksiz yere dersi bölmez. Akıllı ve tatlı bir kız. Konu geçmeden söz vereyim.”
Kalbim mutlulukla doldu. Zaten onun hakkımdaki düşüncelerini veli toplantılarından az çok tahmin edebiliyordum ama bunu böyle duymak bambaşkaydı.
Teneffüs zili çaldı. Selin’e kendimle ilgili bazı şeyler sormayı planlıyordum ama bir anda derin düşüncelere daldım.
Neden bunu yapıyordum?
Başkalarının onayına gerçekten ihtiyacım var mıydı?
Yoksa sadece kendim olduğum için mi sevilmeliydim?
İnsanların düşüncelerini önemsemek mi gerekiyordu, yoksa sadece kendi düşüncelerime mi güvenmeliydim?
Kafamda onlarca soru dönerken yeniden ders zili çaldı.
Bu seferki ders Sosyal Bilgilerdi. Konumuz ise: Önyargılar ve toplum üzerindeki etkileri.
Bunun bir tesadüf olduğunu sanmıyorum. Sanki evren, tam da doğru zamanda bana bir mesaj gönderiyordu.
O an bir şey fark ettim. Kendime odaklanmalıydım.İnsanların düşüncelerinde kaybolmak yerine, kendi iç sesimi dinlemeliydim. Bir şekilde kafamdaki gürültüyü susturmayı başardım. Sessizce dersi dinledim, zihnimi dinlendirdim. Göz açıp kapayıncaya kadar tüm dersler bitmişti. Sonunda kararımı verdim. Kendi düşüncelerim, başkalarınınkinden daha değerliydi.
Evet, bugün insanların düşüncelerini dinlemeye devam etseydim belki canımı acıtacak şeyler duyabilirdim.
Ben bugün kendimi sevmenin ne kadar önemli olduğunu öğrendim çünkü beni ben yapan benim düşüncelerimdi. Bazen en doğru ses, sadece kendi iç sesindir.
