Kaykayı ilk öğrendiğim zamanlar çok düşmüştüm. Birkaç ay sonra da “ollie” adlı hareketi öğrendim. Bu hareket kaykayın arka tarafının sekmesi ile havaya kalkması sonucu oluyordu. Bu hareketi ilk başta çimde denemeye başladım. Sonra daha çok geliştim. Yeni hareketler ve daha çok şey öğrendim. Birkaç yıl sonra dört basamaklı bir merdivenden kaykay ile atladım. Birkaç denemenin sonunda yine başarılı oldum. Bu benim şu ana kadar başardığım en büyük şeydi.
Yaz ayarının başlarında tekrar kaykay sürmek için arkadaşlarımla buluştum. Yeni aldığım kaykayımın arkasındaki grafiti, çizilen renkli resimler, oldukça güzel duruyordu. Beraber tren garına doğru kaykaylarımızı sürmeye başladık. Toplamda beş kişiydik ama bir arkadaşımız kaykay yerine bisikleti tercih ediyordu. Tren garına vardığımızda üstü çizgili, turuncu bir trene doğru ilerledik. Etrafta kimse görünmüyordu. Bisiklet süren arkadaşımız çantasından sprey boyaları çıkardı. Birkaç yazı karalarken güvenlik bizi gördü. Bize doğru koşmaya başladığı zaman biz de kaykaylarımıza bindik ve kaçmaya başladık. Güvenlik orta yaşlı bir adamdı ama hızlıydı. Bize yetişiyordu. Koşmamız gerekiyordu. Kaykayları elimize aldık ve koşmaya başladık. Ama bir yerden sonra bisiklet süren arkadaşım düştü. Güvenlik onu yakaladığı zaman onu yalnız bırakmamak için biz de kaçmadık. Güvenlik bizi polise, polis de ailelerimize teslim etti. Annem ve babam kaykay sürmemi yasakladı. Ama bu bir engel değildi çünkü evimiz birinci kattaydı ve istediğim zaman gidebilirdim. Odama gidip kapıyı kilitledim. Camı açıp kaykayımı attım ve ben de atladım. Evimiz birinci katta olduğu için sorun yoktu. Arkadaşlarımla her zaman buluştuğum yere gittim. Onlar da aynı şekilde kaçmışlardı. Bu sefer aynı tren garına gitmeden önce ertesi günü bekledik. Ertesi sabah erken saatlerde aynı tren garına, aynı trene yarım kalan işimizi bitirmeye gittik. Bu sefer bisiklet süren arkadaşımız gelmemişti. Güvenlik bizi tekrar gördüğünde koşarak kaçmaya başladık. Raylardan biraz uzağından tren sesi geliyordu. Koşarken ayağım takıldı ve raya düştüm. Ayağımı incitmiştim. Kendi kendime “Her zorluk, beni daha güçlü kılıyor; düşsem de kalkmayı ve devam etmeyi asla unutmayacağım” dedim. Ayağa kalktım ve tam yukarı çıkacakken
Jack’in içerisinde bulunduğu grup artık dört kişiydi. Çünkü Jack artık yoktu. Tren kazası geçirmişti.
