Ertesi gün gideceğim “Japonya Yapay Zekâ Kongresi” için çok heyecanlıydım. Çünkü biliyorsunuz ki teknoloji her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Akşam erken yatıp sabah erkenden kalktım ve hemen uçağa bindim. Beni çok heyecanlandıran tabii ki de “Fast and Furious ve Tokyo Drift” gibi filmlerde kullanılan arabalardı. En çok da Nissan R34’tü. Nereden biliyorsun derseniz, araştırdım. Bu kongreler 20 yılda bir yapılıyor. Ayrıca kongreye gelenlerin %50’sinin benim gibi arabalardan dolayı geldiğini de biliyorum.
Uçaktan indim ve her adım attığımda daha çok heyecanlanıyordum. Odamızı çok güzel hazırlamışlardı. Bir hafta bu odada konaklayacaktım ve kim bilir neler olacaktı? O saat geldi ve erkenden fuar alanına gittim. Biraz gezdim ve arabalarla olan kısım hayal ettiğimden daha güzeldi. Bütün arabaların hologramı vardı. Hemen R34’ün içine bindim ve olduğum yerde biraz hız yaptım. “Biraz” dediğime bakmayın, araba 200 km hızı görüyordu. Sonra tabii ki de Supra, Porsche gibi arabalara bindim. Ama yalan söyleyemeyeceğim, en güzeli R34’tü.
Bu ilk günde arabalara binmemize izin verdiler. İkinci gün, arabaların en fazla kaç km hızla gidebileceği ve motor incelikleri gibi konulara değindiler. Bu böyle 3-4 gün sürdü. Beşinci gün hologramlarla araba yapmamızı istediler. Ben kendi arabamı hızlı yaptım. Bu da böyle 1-2 gün sürdü. Son gün ise yaptığımız arabaları yarıştırdık. Maalesef birinci olamadım ama son saniyeye kadar birinciydim. Son saniyede başka bir sürücü nitrojen bombası attı ve saatte 300 km hıza çıktı.
Bir hafta sonra Türkiye’ye yani evime döndüm. Sonuç olarak gayet zevkliydi ve arabalarla alakalı epey bir bilgi edinmiş oldum. Bu da beni hâlâ çok mutlu ediyor.