Karar Masasında Gençler de Olmalı

Bence günümüzde gençlerin fikirleri, toplumsal karar süreçlerinde ve büyük ihtimalle aile içinde alınan kararlarda yeterince değer görmüyor; onlara söz hakkı tanınmıyor. Oysa gençler, geleceğin liderleri, bilim insanları olacak; belki de bir gün dünyayı yönetecekler. Bu nedenle onları şimdiden toplumun bir parçası hâline getirip karar süreçlerine dâhil etmeli, geleceğe hazırlamalıyız.

Eğer bunu yapmazsak, ileride büyük bir boşluğa düşecekler. Cumhurbaşkanı da olsalar, dünyayı da yönetseler, gençken fikirlerine değer verilmediğini hatırlayacaklar. Belki de bir gün, fikirleri doğru bile olsa başka gençlerin düşüncelerini küçümseyecek, onların sesini bastıracaklar. İşte tam da bunu önlemek için, gençlere küçük de olsa fikirlerini sorarak onları sürece katmalı ve görüşlerini ciddiye almalıyız. Çünkü onların zihinleri daha genç, daha dinamik, daha yaratıcıdır.

Ancak binlerce yıldır süregelen bir düşünceyi –örneğin “Sen daha küçüksün.” cümlesini– bir anda ortadan kaldıramayız. Bu bir zihniyet meselesidir. Şöyle düşünelim: Ülkemizde 238 yıldır içilen çayı bir anda kaldırmaya kalkarsak ne olur? İnsanlar çayı bırakır mı, yoksa büyük ihtimalle buna karşı çıkıp içmeye devam mı ederler? İşte bu karşı duruşu yaşamamak için değişimi yavaş yavaş, adım adım gerçekleştirmeliyiz.

Öncelikle aileden başlamalıyız. Aile içinde alınan kararlarda gençlere fikirleri sorulmalı ve söyledikleri dikkate alınmalıdır. Eğer biz onlara bu değeri verirsek, ileride kendilerini daha rahat ifade edebilir ve fikirlerini özgüvenle savunabilirler. Ama eğer sadece fikirlerini sorup sonra hiçbirini önemsemezsek, onların özgüvenini zedeler ve kendilerini değersiz hissetmelerine neden oluruz.

(Visited 7 times, 1 visits today)