Kasaba mı Metropol mü?

Kasaba ya da metropol hayatı konusunda insanlar ikiye ayrılır. Bazı insanlar kasabaları tercih eder, hem güvenli, hem daha sakin, hem de kirlilik seviyesinin daha düşük olduğu yerler. Fakat bazıları ise metropollerin kasabalardan daha heyecan verici olduğunu düşünürler. Sonuçta metropollerde daha çok iş ve aktivite imkanı. var.

Bana, “Yetişkin hayatınızı bir metropolde geçirmek mi yoksa küçük, sessiz sakin bir kasabada geçirmek mi istersiniz?” diye bir soru sorulsaydı bir an bile düşünmeden kasaba derdim. Peki neden mi? Öncelikle estetik anlayışı gelir benim için, ben nostaljik anlayışını büyük, renksiz ve kesinlikle canlılık içermeyen metropollere tercih ederim. Tamamı camdan oluşmuş ya da soluk gri renkteki beton duvarlar arasında yaşamak benim yaşama sevincimi içten içe sömürür. Aynı şekilde diğer en sevdiğim özelliği ise kirlilik seviyelerinin, su, hava, toprak fark etmeksizin, minimum noktada olmasıdır ve bence kasaba yaşamını metropol yaşamından ayıran en önemli özellik de budur. Evin camından gördüğüm manzaranın akan berrak sular, insan eli değmemiş ve yerde çöp atıkların olmadığı yeşil alanlar ve bizden korkmayan hayvanların olması en büyük dileğimdir. Yaşadığım yerde gereğinden fazla doğal yaşamın olmasını kesinlikle bir alanın bile yeşil olmadığı veya ormanlık alan olduğu iddia edilen parklara tercih ederim. Aynı şekilde kasabalarda hayat daha az maliyetli, trafik yok ve suç oranı büyük miktarda düşüktür.

Tabii ki her şeyin sadece pozitif yanları olmadığı gibi kasabanın negatif, metropollerinde pozitif yanları vardır. Kasabalarda aktivite imkanları çok fazla değildir. Örneğin bir alışveriş merkezi veya o restoranlar olmayabilir, tabii bunlar olmayınca da insan sıkılabilir. Aynı şekilde iş imkanları daha azdır. Genellikle kasabalarda yaşça çok büyük olan insanlar kasabalarda daha huzurlu ve sessiz ortamlarda geçirmek isterler, dolayısıyla yetişkin ve çocuk nüfusu daha azdır ve çok rastlayamayabiliriz.

İnsanlar bu tercihlerinde fikir ayrılığı çok yaşarlar, fakat bilmemiz gereken şudur ki her şeyin bir alışma süreci vardır. Bir şeye alışınca her şey daha da kolaylaşır.

(Visited 2 times, 1 visits today)