Kendin Olmaya Cesaret Etmek

Her toplumun kendine özgü ahlaki değerleri vardır. Toplumun benimsediği bu ahlaki değerler tıpkı bir binanın iskeleti gibidir, toplumun temelini oluşturur ve toplumu ayakta tutar. Peki, bireyler ahlâki değerlerini kendi deneyimleri yoluyla mı yoksa toplumsal dayatmalar yoluyla mı oluştururlar?

Toplum bir ev ise bireyler bu evi oluşturan tuğlalardır. Toplum, belirli kurallara ve değer yargılarına sahiptir. Aile, okul, devlet ve medya gibi etkenler bireylerin ahlaki değerlerini şekillendirir. Bu etkenlerden en ön planda olanı ise aile faktörüdür. Bir çocuğun dünya görüşünde önemsediği konuların belirlenmesi temelinde ailede başlar. Çocuk, okula başlayana kadar ailesinden aldığı fikirlerle dünya görüşünü bir temele oluşturmuştur bile. Ergenlik dönemine gelen çocuklar ise ailelerinden çok çevrelerindeki kişilerle zaman geçirmeye ve onlardan etkilenmeye başlar. Bu tamamen normaldir, bu sebeple bu noktada ebeveynlere düşen görev çocuklarının iyi bir çevreye sahip olmalarını sağlamaktır. Aile faktörü de bu gruba dahil olmak üzere bireyin kendi deneyimleri yoluyla benimsediği ahlaki değerler de mevcuttur. Kişinin okuduğu kitaplar, gördüğü eğitim, karşılaştığı zorluklar gibi faktörler de kişinin benimsediği ahlaki değerlerde büyük rol oynar.

Toplumsal dayatmalar; çoğunluğun kendi kültürünü, düşüncelerini ve değerlerini bütün topluma empoze etmeye çalışmasıdır. Toplumun yapı taşı olan bireylerin ortak paydada buluştuğu ahlaki değerler belirli bir güruhun baskıları sonucu şekillenebilir. Fakat kişi hayatı boyunca benimseyeceği ve gelecekte olacağı karakteri belirleyecek olan ahlaki değerleri çoğunluk kabul ediyor diye kabul etmemeli, söz konusu değerleri benimsemeden önce mutlaka kendi süzgecinden geçirmelidir. Maalesef toplumuzun farklılıklara karşı pek tahammülü yok. Söz konusu olan bu tahammülsüzlük toplumu yozlaştırmakta ve bi nevi yavaş yavaş öldürmekte. Toplumumuzda kara koyun gözüyle bakılmaktan korkan pek çok insan kendi doğrularına inanmak yerine toplumun empoze ettiği, çoğunluk tarafından benimsenmiş değerleri kabullenmekte. Pek çok farklı renkten oluşan gökkuşağı gibi farklılıklarla dolu bir toplum yerine herkesin gri olduğu, herkesin aynı düşündüğü yozlaşmış bir toplumda yaşamayı kim ister?

Bireyler, ahlaki değerlerini benimserken pek çok farklı faktörden etkilenir. Bence kişiler toplumun oluşturduğu kalıplaşmış baskılardan etkilenmemeli ve kendilerine doğru gelmeyen hiçbir düşünceyi kabullenmemeli. Bireyler, ahlaki değerlerini kendi deneyimlerinden yola çıkarak oluşturmalıdırlar. Tabuları yıkmaktan korkmamalı ve ilerde olacakları kişiyi belirleyecek olan ahlaki değerleri kendi süzgeçlerinden geçirmeden asla benimsememelilerdir.

 

 

 

(Visited 15 times, 1 visits today)