Her insan doğası gereği günlük hayatında hep bir topluluk içinde bulunmak zorunda kalıyor. Bu da kendimize özgü karakteristik özelliklerimizin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bazılarımız alçak gönüllüyken bazılarımızın göze çarpan özelliği ise özgüvenli olması oluyor. Bu konu hakkında ünlü düşünürlerin birbirinden farklılık gösteren düşünceleri vardır. Bazıları alçak gönüllülüğün insanı yücelteceğini savunurken bazıları ise kendine değer biçmenin bunu sağlayacağını savunuyor.
Bu düşünürlerden biri olan Yunus Emre’nin bu konudaki düşüncesi alçak gönüllülüğün insanın erdemini, çevresinden gördüğü saygıyı arttıracağı yönündedir. Yunus Emre’nin bahsettiği bu alçak gönüllülük sadece çevresine karşı olan bir davranış değildir. Aynı zamanda insan kendi iç dünyasında da alçak gönüllü olmalıdır. Ona göre alçak gönüllü kişi kendini kimseden büyük görmemeli, kibirden uzak durmalı. Bunları sağladığında ise insanın çevresinden gördüğü saygı tabii ki de artmış olacaktır çünkü kendine saygılı olan birinin dışardan saygı görmemesi imkansızdır.
Yunus Emre’nin “Alçak gönüllülük insanın erdemini yüceltir.” sözü bir noktaya kadar doğruluğunu korusa dahi bir süre sonra insanın toplum tarafından ezilmesine, hep sözünün kesilmesine, fikirlerinin dinlenmemesine neden olabilir. Örneğin alçak gönüllülüğün aşırıya kaçması kendi değerinin bilinmemesine neden olabilir. Bundan dolayı da insan başka insanların istek ve ihtiyaçlarını ön planda tutup kendini sürekli feda etmeye başlayabilir bu da hem kişinin kendisini psikolojik olarak çökertir hem de kendisine duyulan saygının azalmasına neden olur.
Nietzsche ise bu konu hakkında şöyle bir söz söylemiştir: “Kendine değer biçmek insanın saygınlığını arttırır.” Bu söz ise insanın kendini nasıl görmesi gerektiği konusunda bizlere öğüt verir. Nietzsche’nin belirtiği bu cümle ise bir nevi Yunus Emre’nin desteklediği görüşün tam tersini savunur. Bu söze göre insanın kendi değerini bilmesi, özgüvenli olması, kendi yapabileceklerinin farkında olması onun toplumda saygın bir kişilik olmasını sağlar. Nietzsche’ ye göre insanın kendine değer biçmesi onun özgürlük ruhunu arttırır. Bu da bireyin saygınlığını arttırmış olur çünkü bu sayede o birey kendine ait bir kimlik oluşturmuş ve kendine bir değer biçmiş olur. Aynı zamanda Nietzsche’nin bahsettiği kendine değer biçmek kavramı; kendini diğerlerinden üstün görmek, kibirli olmak ya da aşırı benlik duygusu anlamına gelmez. Fazla alçak gönüllülük gibi bunlar da insanın saygınlığını azaltır. Ancak Nietzsche’nin de dediği gibi kendine değer vermek kendini, yeteneklerini keşfetmenin bir yoludur.
Sonuç olarak her iki düşüncenin de haklı yönleri olsa da Nietzsche’nin düşüncelerine katılıyorum. İnsan kendisinin değerini bilmeden alçak gönüllü davranırsa bu saygınlığını arttırmaz tam tersi toplum tarafından küçük görülmesine neden olur. Kendine değer biçmekse o insanın özgür ve güçlü bir birey olarak toplum tarafından saygınlık kazanmasına neden olur.
