Dünya üzerindeki sorunlar, uzun süredir çözüme kavuşamadan birikmeye devam ediyor.
İklim değişikliği, kaynakların tükenmesi, savaşlar, yoksulluk ve eşitsizlik gibi küresel problemler, insanlığı derin bir çıkmaza sürüklüyor. Bu sorunlara çözüm bulunamaması, bazı insanlarda yeni arayışlara yönelme isteği uyandırıyor.
Son yıllarda sıkça gündeme gelen fikirlerden biri de başka gezegenlerde yaşam aramak, özellikle de Mars’a göç etmeyi düşünmek. Mars’ta yaşam ihtimali bilimsel çalışmalarla araştırılıyor ve bu düşünce birçok kişiye umut veriyor.
Ancak bana göre bu, henüz zamanı gelmemiş bir hayalden ibaret. Çünkü biz hâlâ dünyadaki problemleri çözebilmiş değiliz.
Bir düşünelim: Henüz yaşadığımız gezegeni tam anlamıyla keşfedemedik bile. Okyanusların yalnızca %5’ini keşfetmiş durumdayız. Yüz binlerce mağara olmasına rağmen, bunların büyük çoğunluğu hakkında hiçbir bilgimiz yok.
Hal böyleyken çok daha zorlu ve bilinmezliklerle dolu bir gezegene göç etmek, oldukça tehlikeli ve mantıksız bir adım olabilir.
Aslında yapılması gereken şey oldukça net: Öncelikle kendi gezegenimizdeki sorunları çözmeye odaklanmalıyız. Bilimsel araştırmalar, eğitim, dayanışma ve sürdürülebilir politikalarla dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirebiliriz.
Elbette bu kolay bir süreç değil. Ancak birlikte çaba gösterirsek, gerçekten kalıcı ve sağlıklı çözümler üretebiliriz.
Unutmayalım: Yeni bir gezegen aramak yerine, sahip olduğumuz gezegene sahip çıkmak çok daha gerçekçi ve değerlidir.