Kitaplar, hayatımızda büyük bir öneme sahiptir. Eğer kitaplar olmasaydı, insanların kelime dağarcıkları gelişmez ve dille olan alışkanlıkları azalırdı. Bu durumu çok iyi özetleyen Mark Twain’in bir sözü vardır “İyi kitap okumayan biriyle, okuma yazma bilmeyen biri arasında hiçbir fark yoktur.” Bu söz, kitapların önemini çok güzel anlatıyor. Bu ifade benim kalbime dokunuyor çünkü gerçekten de “Kitapsız bir dünya, okuması olmayan insanlardan ibaret bir topluluktan farksızdır.”
Kitaplar, dünyadaki dil zenginliğine katkı sağlarken aynı zamanda akademik yönden ilerlememizi de destekler. Dilin ve iletişimin güçlenmesiyle insanlar birbirini daha iyi anlar, öğretmenler dersleri daha etkili anlatır ve öğrenciler de konuları daha kolay kavrar. Victor Hugo’nun şu sözü de kitap okuma alışkanlığını çok güzel ifade eder: “Okuma ihtiyacı barut gibidir, başlayınca sönmez.” Bu sözde kitap okuma alışkanlığı barut tozuna benzetilmiştir. Ben de bu görüşe katılıyorum çünkü kitap okuma alışkanlığı, bir kez edinildiğinde bırakılması çok zordur.
Albert Einstein ise “Kesinlikle bilmek zorunda olduğunuz tek bilgi, kütüphanenin nerede olduğudur.” diyerek kitapların ve bilgiye erişimin önemini vurgulamıştır. Bu büyük düşünürlerin hepsi, başardıkları büyük işleri kitaplara ve okuma sevgisine borçludur.
Sonuç olarak kitaplar yalnızca bilgi kaynakları değil, aynı zamanda insanları birleştiren ve hayal gücünü zenginleştiren değerli hazinelerdir. Kitap okuma alışkanlığı, bireyin ve toplumun gelişimi için vazgeçilmezdir.