Dışarıdan gelen bir sesle irkildim. Ne olduğunu merak edip camdan baktım. Bir anlık cesaretle camı araladım, içeri kan akıyordu, sanki bir şelale. Hemen kapattım ama ne olduğunu anlayamadım. Korkuyla kanı siliyordum, kapının önünde birkaç iz gördüm. “Sadece bir rakundur.” diye düşündüm ve filmde kaldığım yerinden devam etmeye çalıştım ama aklımda camdan akan kan vardı.
Sonra kapım çaldı. Kimse yoktu, birkaç çocuk şaka yapıyordur diye önemsemedim. Ardından evde elektrikler gitti. “Ne oluyor?” diye geçirdim içimden. Küçük bir ürperti omuriliğimden aşağı indi. En ufak bir sese bile kilitleniyordum. “Belki rüyadır.” dedim kendi kendime. Kendimi test etmek için kendime hafifçe vurdum, gerçekti.
Odamdan silahımı aldım. Ter içinde, dolabımın önünde pusmuş bekliyordum. Kapı yavaşça gıcırdadı, nişan alıp kapıya yöneldim ama kimse yoktu. Birden evi sis bastı, sisin içinde dayanılmaz bir ağrı dalgası geçti kafamdan. Sis çekildiğinde, evime birinin girdiğini, onu görüp vurmak için harekete geçtiğimi hatırladım ama o kaçmıştı.