O an, kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Gözlerim, karanlık koridorun ucunda beliren silueti zorla ayırt etmeye çalışıyordu. Her adımda, ayak sesleri yankılanıyor, içimdeki korku daha da büyüyordu. Nefesim daralmıştı, sanki boğulacak gibiydim. O an, zaman durdu ve etrafımdaki her şey bulanıklaştı. Siluet, yavaşça yanıma doğru yaklaştı; yüzü belirsizdi, ama gözleri sanki ruhuma işliyordu. Geçmişte yaşadığım bir kabusun yeniden canlandığını hissettim. Kaçmak istedim ama ayaklarım sanki yere çakılmıştı. Korku bedenimi ele geçirmişti. Bir an için göz göze geldik; o an, içimdeki tüm korkuların gerçek olduğunu fark ettim. Kalbim, bu karanlık sırra daha fazla dayanamayacak gibiydi. O an, kaçışın imkansız olduğunu anladım ve karanlığa doğru bir adım attım.
Karanlık, etrafımı sararken içimdeki korku daha da derinleşiyordu. Adımlarım, sanki beni daha da yakına çekiyordu. O siluet, bir anda tüm koridoru kapladı; gözleri, beni izliyor gibiydi. Her nefes alışım, boğazımda düğümleniyor, kalbim daha hızlı çarpıyordu. Sanki ruhum benden kaçıyordu.
Bir an için durup düşündüm; belki de bu sadece bir hayal ürünüydü. Ama birden dehşet verici bir şekilde uyandım. Kalbim ağrıyordu, nefesim kesiliyordu ve daha kötüsü, gözlerimden yaşlar dökülüyordu. Anladım ki, bu bir kabustu.
