Son yıllarda küresel göç, dünya genelinde hızla artan bir olgu haline geldi. Savaşlar, ekonomik krizler, iklim değişikliği ve sosyal eşitsizlikler gibi faktörler, milyonlarca insanı doğdukları yerleri terk etmeye zorlamaktadır. Bu büyük hareketlilik, göç eden bireyleri ve gittikleri toplumları derinden etkilemektedir.
Göç eden insanlar genellikle daha iyi bir yaşam umuduyla yola çıkmaktadırlar. Ancak bu süreç, onlar için pek çok zorlukla doludur. Yeni bir ülkeye uyum sağlamak, dil bariyerleri, kültürel farklılıklar ve sosyal dışlanma gibi engelleri beraberinde getirir. Göçmenler, çoğu zaman düşük gelirli işlerde ve zorlu koşullarda çalışmak zorunda kalırlar. Bu durum, hem fiziksel hem de ruhsal sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilir.
Diğer taraftan, göç edilen ülkelerde toplumsal yapılar değişmektedir. Kültürel çeşitlilik artmakta, toplumsal zenginlik oluşmaktadır. Ancak, bazı topluluklar göçü bir tehdit olarak algılayabilirler. Bu, sosyal gerilimlere, uyum sorunlarına ve hatta kültürel çatışmalara yol açabilir.